28 Şubat günü ne oldu? Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir döneme işaret eden 28 Şubat, bir darbe miydi yoksa başka bir tür müdahale mi? Bu tarih, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yapısında derin yaralar açmış ve uzun süre tartışmalara neden olmuştur. Peki, 28 Şubat günü neler yaşandı ve bu olaylar kimler tarafından yönlendirildi? Detaylıca inceleyerek, bu kritik dönemin perde arkasını aydınlatmaya çalışacağız.
28 Şubat günü ne oldu?
28 Şubat 1997'de gerçekleşen Millî Güvenlik Kurulu toplantısı, o dönemde Başbakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı ile Dışişleri Bakanı olan Tansu Çiller'in görevde olduğu bir dönemde gerçekleşti. Toplantı sonuçları, ordu ve bürokrasi odaklı bir süreç başlatarak "irtica"ya karşı önlemler alınmasını öngördü. Bu süreç, Erbakan'ın istifası ve REFAHYOL Hükûmeti'nin sona ermesine yol açtı. Türkiye'nin siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarında değişiklikler yaşandığı bu dönem, Türk siyasi tarihinde önemli bir yer edindi ve postmodern bir darbe olarak adlandırıldı. Kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için Çevik Bir liderliğinde Batı Çalışma Grubu kuruldu. Bu süreçte aktif rol oynayan bazı kişiler daha sonra Balyoz ve Ergenekon gibi davalarla ilişkilendirildi ve yargılandı. 28 Şubat Davası ise 2012'de başladı. 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi birinci parti olarak çıktı. Ancak, seçimlerin ardından DYP-ANAP koalisyonu kuruldu. Refah Partisi, güvenoyu için gerekli çoğunluğu sağlayamadığı için güven oylaması geçersiz sayıldı ve hükümet dağıldı. Bunun üzerine, TBMM'de birinci parti olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükûmet, 8 Temmuz 1996'da güvenoyu aldı. Necmettin Erbakan başbakanlığa, Tansu Çiller ise başbakan yardımcılığına getirildi.
28 Şubat olayı nedir?
Türkiye Millî Güvenlik Kurulu'nun maraton niteliğindeki toplantısında, 28 Şubat dönemine ilişkin önemli kararlar alındı. Bu kararlar, ülkenin karşılaştığı en önemli tehdidin irtica olduğunu vurguladı. MGK, Atatürk ilke ve inkılaplarının kesintisiz bir şekilde uygulanması gerektiğine dair karar aldı.
- 4 Şubat 1997'de Sincan'dan geçen tank, Koalisyon hükümetinin kurulmasının ardından Refah Partisi milletvekillerinin, il ve ilçe teşkilatlarının bazı üyeleri tarafından yapılan Atatürk'e, laikliğe ve cumhuriyete karşı hakaretler ve sokaklarda gerçekleşen şeriat eylemleri, toplumun bir kesimi tarafından endişe ve tepkiyle karşılandı.
- Başbakan Necmettin Erbakan'ın ilk yurt dışı ziyareti İran'a yapması eleştirildi. Erbakan, sırasıyla Mısır, Libya ve Nijerya'yı ziyaret etti. Libya ziyaretinde Muammer Kaddafi'nin Türkiye Cumhuriyeti'ni suçlayan ağır sözleri karşısında sessiz kalması, basın ve muhalefet tarafından büyük tepki çekti.
- 6 Ekim 1996'da Ankara Kocatepe Camisi'nde "Şeriat isteriz!" diye bağıran Aczmendiler gösteri düzenledi.
- Erbakan, 3 Kasım 1996'da Susurluk'ta meydana gelen trafik kazasından sonra tartışılan mafya-siyasetçi-polis ilişkileri için "Bunlar faso fiso." dedi. Bu sözler büyük tepki çekti.
- 10 Kasım 1996'da Kayseri'nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin yaptığı konuşma nedeniyle yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı.
- Yine 10 Kasım 1996'da İkinci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu, İstanbul Sultanbeyli'de Atatürk heykeli dikti, caddenin adını değiştirdi. Bu olay, askere karşı açılan ilk dava olarak tarihe geçti.
- 1997 yılına gelindiğinde bazı Refah Partililer'in konuşmaları televizyonlarda yayınlandı ve toplumda büyük tepki yarattı.
28 Şubat 1997'de gerçekleşen Millî Güvenlik Kurulu toplantısında, o dönemde Başbakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in görevde olduğu dönemde alınan kararlarla başlayan süreç, ordu ve bürokrasinin irticaya karşı harekete geçtiği önemli bir dönemi işaret ediyor.