ANKA Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, CHP, İYİ Parti, Yeşil Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi ve Emek Partisi’nin gazeteci kökenli milletvekilleri, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Sputnik Türkiye bürolarında 43 gündür sürdürdüğü grevi; TBMM gündemine taşıdı.
CHP milletvekilleri Enis Berberoğlu, Tuncay Özkan, Okan Konuralp, Utku Çakırözer ve Yüksel Mansur Kılınç; İYİ Parti Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu; Yeşil Sol Parti milletvekilleri Cengiz Çandar ve Ayşegül Doğan, Türkiye İşçi Partisi milletvekili Ahmet Şık ve EMEK Partisi Milletvekili Sevda Karaca; grev öncesinde ve sonrasında yaşananları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sordu.
Milletvekillerinin önergelerinde özetle şu değerlendirmeler yapıldı:
“Türkiye Gazeteciler Sendikası, ‘Sputnik Türkiye’ olarak ülkemizde yayın yapan, Rusya Federasyonu hükümetinin sahibi olduğu Rossiya Segodnya Uluslararası Haber Ajansı’nın Türkiye İrtibat Bürosunda, 17 Ağustos’tan itibaren bir grev gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz şubat ayında toplu sözleşme müzakerelerine başlayan ve yedi müzakere toplantısı yapan taraflar, işverenin sendikayı tanımayan tutumu nedeniyle uyuşmazlıkla görüşmeleri sonlandırmıştır.
24 Temmuz’da Türkiye Gazeteciler Sendikası, grev ilanını işverenin İstanbul’da Süzer Plaza’da, Ankara’da Koç Kuleleri’nde bulunan ofislerine asarak ilan etmiştir. Ankara bürosu temsilcisi, sendikanın yasal olarak astığı grev ilanını asılı olduğu yerden sökerek sendika üyesi çalışanlara gözdağı vermek ve sendikaya, üyelerine ve grev kararlarına saygı duymadığını göstermek kastıyla asılı bulunduğu yerden sökmüştür. İşverenin Ankara ve İstanbul büro temsilcileri ve yöneticileri tarafından, işyerinde çalışan sendika üyelerine sendikadan istifa etmeleri yönünde baskılar yapılmıştır. Sendikadan istifa etmemeleri halinde işten çıkarılacakları yönünde sendika üyesi çalışanlar tehdit ve baskılara maruz bırakılmıştır.
Nitekim, 7 Ağustos tarihinde, işyeri sendika temsilcisi de dahil olmak üzere 24 sendika üyesinin, ekonomik nedenler gerekçe gösterilerek toplu olarak iş akitlerine son verilmiştir. Ekonomik nedenle işçi çıkardığını ileri süren işveren aynı dönemde, İstanbul’un en lüks plazalarından olan Süzer Plaza’ya taşınmıştır. Türkiye Gazeteciler Sendikası ise, 17 Ağustos’ta fiili grev uygulamasına başlamıştır. Aradan geçen süre içerisinde, işveren ve temsilcileri hakkında sendikal baskı yapmak, işten çıkarılanların ve grevdeki işçilerin yerine kayıt dışı işçi çalıştırmak gibi nedenlerle suç duyurusunda bulunulmuş ve konu devletin ilgili tüm kurumlarına yapılan başvurular ve şikayetler ile intikal etmiştir. Yapılan bu başvurularla ilgili sonuç alınamayınca, işveren, Anayasamıza ve kanunlarımıza aykırı bir biçimde, yasal grev halen devam ederken grevdeki işçilerin ve sendikal nedenle işten çıkarılan işçilerin yerine 18 kişiyi sigortalı olarak işe başlatmıştır.”
Işıkhan’a şu sorular yöneltildi:
“. Bakanlık olarak işverenin, Anayasa’yı ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş sözleşmesi Kanunu’nu çiğnemesine karşı neler yapılmıştır?
. Bakanlık olarak işveren temsilcilerinin sendika üyelerine yönelik sendikal baskılarına karşı bir önlem alınmış mıdır?
. Bakanlık olarak Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre yasal olarak başlayan grevin etkisini azaltmak için grev kırıcıları ve kayıt dışı çalışanlarla ilgili bir denetlemede bulunulmuş mudur?
. Bakanlık olarak ekonomik gerekçelerle 24 işçinin atıldığı bir işyerine 18 yeni işçinin alınması yasalara aykırı değil midir? Bu konuda ne yapılmıştır?
. Bakanlık olarak kanunlarımızda açıkça korunması gerektiği yazılan İşyeri Temsilcisinin de işten atılan 24 sendika üyesi arasında olmasını tesadüf olarak mı değerlendiriyorsunuz?
. Türkiye vatandaşı olmayan işveren temsilcilerinin, Anayasamızı ve kanunlarımızı ihlal eden işlemleri nedeniyle bu kişilerin çalışma izinlerinin denetlenmesi ve iptali yönünde herhangi bir girişiminiz oldu mu?”