Eylül ayının ilk haftası, küçükken hep hüzünlü geçerdi. Çünkü okulların açılmasına sayılı günler kalırdı. Köye anneannemizin yanına giderdik. Klimanın yaygın olmadığı zamanlarda tatillerde köye gitmek 50 kuruşa aldığımız dondurmadan bedava çıkması gibi bir histi. Köy hayatı yazın çok bereketli geçer. Domates, salatalık ve aklınıza gelen sonsuz çeşit sebzeler ve meyveler doludur. Dalından yenen nar bambaşkadır. Hele ki köy domatesi olarak adlandırılan, köyde de pembe domates olarak geçen eşsiz kokusu olan domatesi elma gibi koparıp yemek. Üzüm veren komşuya incir vermek. Karşılık beklemeden alıp vermeyi öğrendiğimiz günler. Şimdilerde yapılan hesapsızca oyuncak bebeklerimize milyarlar vermeden, yeni hasat pamuktan dolma yapılan bebeklere kıyafetler dikmek. Ama en önemlisi en güzel kıyafeti diken kişiye ödül olarak alınan dondurma. Herkesin parasını ortaya koyup aldığı dondurmalar. Bedava çıkan kişiyi alkışlayarak dans ettiğimiz günler. Yine bir Eylül ama bu sefer hüznümüz okulların açılmasına az kalması sebebiyle değil, okulların ne zaman yüz yüze eğitime başlayacağı konusu ile ilgili… Online eğitimden çoğu veli ve öğrenci şikâyetçi. Elbette haklı olabilecekleri tarafları var. Ama biz hala otobüste maskeyi sadece ağzımıza kapatmaya devam edersek ve maske takmayanları uyaranlara karşı fütursuzca terbiyesizleşirsek sonuç ne olacak? Toplu taşımayı kullanan biri olarak her gün aynı tabloyu görmekteyim. Maskeler burunlar dışarıda kalacak şekilde takılıyor. Bunu hiçbir afiş hiçbir uyarı kar etmeden yapmaya devam edenler olduğu sürece maalesef okullarımızın yüz yüze eğitimi ile ilgili hep bir hüzün içinde olacağız. Çok değil sadece 15 yıl önceydi yukarıda yazdıklarım. Elbette herhangi bir salgın hastalık yoktu. Büyüklerimize rahatça gidip gelirdik. Ama mutlu olmayı bilirdik. Bedava çıkacak dondurma heyecanını beklerken dondurmayı ısırarak yerdik. Şimdi bırakalım bedava dondurmayı komşu çocukları bisikleti eski olan arkadaşına, ‘Sana ne zaman yeni bisiklet alınacak?’ diye sorup onun bu soruya verebilecek bir cevabı olmadığını tahmin edemiyor. Çünkü yetiştirilirken her zaman hep yeniyi görmüş. Ama anlatmamışlar da… Pandemi sürecinde de öyle, bilgisayarın markalarını yarıştıran bir nesil karşımıza çıkıyor. Üzücü ama inanıyorum ki geçici. Tedbirlere uyalım. Bakkala gidip dondurma almayı unutacak bir nesil yaratmadan eski günlere geri dönelim. Sağlıkla kucaklaşacağımız ve dondurmadan bedava çıktığı için sevineceğimiz günlere selamla…