Atina Agorası’nın altında yapılan kazılar, unutulmuş bir Roma mahallesini gün yüzüne çıkardı. Duvarlardaki graffiti, dönemin sosyal çalkantılarını ve yasak ilişkilerini gözler önüne seriyor.

Agora'nın Altındaki Roma Şehri Ortaya Çıktı

İzmir’in kalbinde, günümüz ziyaretçilerine açık olan Smyrna Agorası’nın hemen alt katmanlarında, tarih adeta nefes alıyor. Son dönem arkeolojik kazılar, Agora'nın bazilikasının altındaki yapıların Roma dönemine ait devasa bir yerleşim ağına işaret ettiğini ortaya koydu. Binlerce yıl boyunca toprak altında kalmış bu gizli şehir, sadece mimarisiyle değil, duvarlarında yer alan antik graffitilerle de şaşkınlık yaratıyor.

Yeraltında Bir Roma Şehri

Uzun yıllardır yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları, Smyrna Agorası'nın yalnızca yüzeydeki sütunlar ve avlu alanıyla sınırlı olmadığını gösterdi. Özellikle bazilika binasının alt katında keşfedilen tonozlu koridorlar, odalar, ve su kanalları, Roma şehir mühendisliğinin inceliklerini gözler önüne seriyor. Bu alan, ticaret, adalet ve bürokratik işlemlerin yürütüldüğü bir merkez olmanın ötesinde, aynı zamanda gündelik yaşamın da sürdüğü bir yeraltı yaşam alanıydı.

Antik Su Kanalları ve Sütunlu Yollar

Kazılar sırasında açığa çıkarılan antik su kanalları, dönemin ileri mühendislik anlayışını gözler önüne seriyor. Yeraltından geçen bu sistem, hem Agoradaki yapıların hem de çevresindeki kamusal alanların su ihtiyacını karşılıyordu. Bazilikanın altındaki sütunlu yollar ise yer altı geçitleri şeklinde tasarlanmış ve olasılıkla hem ulaşım hem de lojistik amaçlı kullanılmıştı. Bu yollar boyunca yer alan taş döşemeler ve sütun kaideleri, yapının orijinal ihtişamını hissettiriyor.

Şaşırtıcı Graffitiler: Bir Roma Vatandaşının Düşünce Duvarları

Ancak asıl dikkat çekici detaylar, duvarlarda yer alan antik graffitiler. Günümüz sokak sanatıyla kıyaslandığında çok daha farklı bir bağlam taşıyan bu çizimler, dönemin insanlarının gündelik yaşamına, sosyal ilişkilerine ve inanç sistemlerine dair doğrudan ipuçları sunuyor. Asker figürleri, gladyatör tasvirleri, mitolojik yaratıklar ve hatta müstehcen betimlemeler içeren graffitiler, Roma vatandaşlarının kamusal alanda ifade biçimlerini gözler önüne seriyor.

Yapılan analizler, bu çizimlerin bazı durumlarda eğlence ya da iletişim amacıyla yapıldığını, bazen de politik mesajlar içerdiğini ortaya koyuyor. Özellikle "vicdan duvarı" olarak adlandırılan bir bölümde, dönemin gençlerinin aşklarını veya toplumsal eleştirilerini taş duvarlara kazıdığı görülüyor.

Ziyaret Detayları: Gizli Katmanlara Yolculuk

Bu yeraltı alanı, kısa süre öncesine kadar yalnızca arkeologlara ve uzmanlara açıktı. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ortak çalışmasıyla yürütülen restorasyon sürecinin ardından, artık rehberli turlar aracılığıyla halkın ziyaretine açılıyor. Girişler sadece belirli gün ve saatlerde, kısıtlı kontenjanla gerçekleştiriliyor.

Ziyaretçiler, özel ışıklandırmalar ve bilgilendirici panolar eşliğinde, bu yeraltı şehirde hem Roma dönemine dair fiziksel yapıları hem de sosyal yaşama dair izleri doğrudan görebiliyor. Turlar sırasında uzman arkeologların anlatımları, ziyaretçilerin bu deneyimi çok daha derinlikli yaşamasını sağlıyor.

Neden Bu Alan Önemli?

Bu yeraltı yapılar, yalnızca arkeolojik birer kalıntı değil; aynı zamanda Smyrna’nın çok katmanlı tarihine ışık tutan eşsiz birer belge. Şehir tarihinin hem Yunan hem Roma dönemlerini kapsayan bir sentez sunduğu bu alan, bugüne kadar yeterince tanıtılmamış olmasına rağmen, uluslararası arkeoloji çevrelerinde büyük ilgi uyandırıyor.

Ayrıca, bu graffitilerle birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu alan sadece fiziksel bir yapı değil, aynı zamanda antik bireyin "ifade özgürlüğü"nün de temsili olarak öne çıkıyor. Bu da Agorayı, klasik anlamda bir tarihi alan olmanın ötesine taşıyor; onu yaşayan bir sosyal tarih laboratuvarına dönüştürüyor.

Kaynak: Haber Merkezi