Osman Kavala'nın hukuk mücadelesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ikinci başvurusunu öncelikli olarak incelemeye alma kararıyla yeni bir döneme girdi. Kavala'nın tutukluluğu, uluslararası kamuoyunun ve insan hakları savunucularının dikkatini çeken bir konu olmaya devam ederken, AİHM'in aldığı bu karar, insan hakları ihlalleri konusundaki hesap verebilirliği ve adaleti sağlama iradesini bir kez daha sınayacak...
AİHM Osman Kavala kararı
Sivil toplum ve insan hakları aktivisti Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) ikinci kez başvurdu ve mahkeme, bu başvuruyu öncelikli olarak incelemeye karar verdi. Bu karar, Türkiye'nin Kavala'nın hakları konusundaki yükümlülüklerinin hala süregeldiğini ve AİHM'in 2019'da verdiği kararın ardından yeni hak ihlallerini ele alacağını gösteriyor.
AİHM, 10 Aralık 2019'da Osman Kavala'nın 'derhal serbest bırakılması' yönünde bir karar almıştı. Ancak Kavala'nın hala tutuklu olması ve bu kararın uygulanmaması uluslararası kamuoyunun ve insan hakları savunucularının tepkisini çekmişti. Son olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Kavala'nın Ocak 2024'e kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye delegasyonunun oy hakkının ortadan kaldırılmasını öngören bir kararı kabul etmişti.
AİHM'in ikinci başvuruyu öncelikli olarak inceleme kararı, Türk Hükümeti'nden cevaplamasını istediği soruları açıkladığına işaret ediyor. Mahkeme, 18 Ocak 2024'te yapılan başvuruyu Türk Hükümeti'ne iletmiş ve savunma yapması için 16 Temmuz 2024 tarihine kadar süre vermiştir.
Konuyla ilgili olarak Profesör Başak Çalı, Profesör Philip Leach ve Kavala'nın avukatları tarafından yapılan açıklamada, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını gerektiren kararların uygulanmasını denetlemeye devam ettiği ve Türkiye'nin bu kararlara uymakla yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, yeni başvurunun AİHM'in 2019'daki ihlal kararından beri devam eden ve yeni hak ihlallerini dile getirdiği belirtilmiştir.
Osman Kavala'nın durumu uluslararası arenada geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. AİHM'in bu öncelikli inceleme kararı, insan hakları savunucuları ve uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha Türkiye'nin insan hakları alanındaki taahhütlerine çekmektedir.