Mali’nin batısındaki Kayes bölgesinde bulunan terk edilmiş bir altın madeninde meydana gelen göçükte, ilk belirlemelere göre 48 kişi yaşamını yitirdi. Yetkililer, olayın Kenieba kasabası yakınlarındaki eski bir maden sahasında gerçekleştiğini duyurdu.
Altın Arama Umudu Can Aldı
Yerel kaynaklara göre, maden kazası dün sabah saatlerinde yaşandı. Daha önce Çinli bir şirket tarafından işletilen ve sonrasında terk edilen bu alanda, birçok kişi geçimlerini sağlamak için altın arıyordu. Göçüğün, özellikle bir grup kadının maden sahasına tırmandığı sırada meydana geldiği öğrenildi.
Görgü tanıkları, bölgedeki kaçak madencilik faaliyetlerinin son yıllarda arttığını ve insanların, özellikle de kadınların, hayatta kalmak için bu tehlikeli alanlarda altın aramak zorunda kaldığını belirtiyor.
Arama Kurtarma Çalışmaları Sürüyor
Yetkililer, olay yerine sevk edilen ekiplerin arama kurtarma çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı. Ancak bölgenin ulaşım açısından zor bir noktada olması ve çöken madenin derinliği nedeniyle çalışmaların güçlükle ilerlediği bildirildi.
Kenieba kasabası yetkilileri, ölü sayısının artabileceğini ifade ederek, “Bu tür eski maden sahaları büyük risk taşıyor. İnsanlar, kazanç sağlamak için canlarını hiçe sayarak çalışıyor” dedi.
Mali’de Kaçak Madencilik Can Almaya Devam Ediyor
Mali, Batı Afrika’nın en büyük altın üreticilerinden biri olmasına rağmen, madencilik faaliyetlerinin büyük bir kısmı kayıt dışı gerçekleşiyor. Kaçak maden ocakları, denetimsizlik ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği nedeniyle sık sık göçüklere ve kazalara sahne oluyor.
Ocak ayında da ülkenin güneyindeki bir başka kaçak altın madeninde meydana gelen toprak kayması sonucu en az 10 kişi yaşamını yitirmişti. Uzmanlar, hükümetin ve uluslararası toplumun, madencilik sektöründe güvenliği artırmak için daha etkin önlemler alması gerektiğini vurguluyor.
Yetkililer, bölgede benzer faciaların yaşanmaması için terk edilmiş maden sahalarına yönelik denetimlerin artırılacağını duyursa da, geçim sıkıntısı çeken halkın bu tür tehlikeli alanlara yönelmesini önlemek için daha geniş çaplı ekonomik çözümlere ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
