Amerika Birleşik Devletleri’nde kapitalizmin çarpıklıklarına karşı artan tepkiler iki olayla birlikte gündemi sarsıyor. Bir yanda sağlık sistemiyle ilgili tartışmalar Luigi Mangione’nin düzenlediği kanlı saldırıyla alevlenirken, diğer yanda Starbucks çalışanlarının grevleri işçi hakları konusunu yeniden gündeme taşıyor.
Luigi Mangione ve Sağlık Sistemine Yönelik Suikast
CEO Cinayetiyle Şok Ettiler
UnitedHealthcare CEO’su Brian Thompson’ı öldürmekle suçlanan Luigi Mangione, ABD’de toplumu ikiye böldü. Sağlık sistemini hedef alan manifestosuyla kendini modern bir “Robin Hood” olarak tanıtan 26 yaşındaki Mangione, bazı kesimlerden destek alırken diğerleri tarafından soğukkanlı bir katil olarak nitelendiriliyor.
Mangione’nin sağlık sistemini eleştiren üç sayfalık manifestosu, ABD’nin en pahalı sağlık sistemine sahip olmasına rağmen yaşam beklentisi sıralamasında 49. sırada yer almasını sorguluyor. Bu eylemi, Amerikan sağlık sektörüne yönelik öfkenin bir sembolü haline geldi.
Irkçılık Tartışmaları
Mangione’nin tutuklanma süreci de ülkede tartışma yarattı. Irkçılık eleştirileri, beyaz bir Ivy League mezunu olarak silahlı bir saldırganın sert müdahale olmaksızın yakalanmasına odaklandı. İstatistikler, siyahilerin polis müdahalesi sırasında öldürülme riskinin üç kat daha fazla olduğunu gösterirken, bu olay ülkede adalet sisteminin sorgulanmasına neden oldu.
Starbucks Grevleri İşçi Haklarını Gündeme Taşıyor
Baristalardan Büyük Grev
ABD’nin önde gelen kahve zinciri Starbucks’ın baristaları, şirketin ekonomik taleplerini karşılamaması nedeniyle grev başlattı. Grev, Seattle, Los Angeles ve Chicago gibi büyük şehirlerden başlayarak New Jersey, New York, Philadelphia ve St. Louis gibi farklı bölgelerde hızla yayıldı.
10 Binden Fazla Çalışan Katıldı
Starbucks Workers United sendikasının liderliğinde düzenlenen grevde, işçiler yıl sonuna kadar sözleşmelerin imzalanacağına dair verilen sözlerin tutulmadığını belirtiyor. Şirketin ekonomik tekliflerde yetersiz kaldığını vurgulayan baristalar, grevi ülke genelinde genişletmeyi sürdürüyor.
Sistemin Çatırdayan Temelleri
Bu iki olay, Amerikan kapitalizminin adaletsizliklerini yeniden gözler önüne serdi. Sağlık sektöründen işçi haklarına kadar uzanan bu geniş protestolar dalgası, ülkedeki ekonomik ve sosyal sistemin köklü değişim ihtiyacını açıkça ortaya koyuyor. Kapitalizm karşıtı hareketlerin giderek güç kazandığı bu süreçte, Amerikan toplumunun nasıl bir dönüşüm geçireceği merak konusu.