Türkiye ekonomisinde artan fiyat artışları ve yüksek enflasyon, sigorta sektörünü de doğrudan etkiliyor. Sigorta prim hacmi, enflasyonist baskılar nedeniyle büyümek, yapılabilecek ve değiştirilebilecek poliçe yenileme veya yeni poliçe satın alma oranlarında düşüş döngüsü yaşanıyor. Özellikle zorunlu sigortalarda, artan fiyatlar nedeniyle sigorta yaptırmayanların yükseldiği gözlemleniyor.
Trafik sigortası gibi zorunlu poliçelere yapılan düzenli zamlar, sektör gelirlerini artırsa da tüketicilerin sigorta kullanımını zorlaştırdığını belirten Ege Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Sigortacılık Meslek Komitesi Üyesi Ersoy Kocamanoğlu, “Artan maliyetler sonucunda yaşadığımız enflasyon oranında sektörün prim hacminin büyüdüğünü belirtti, “Adetsel bazda da daralan araç satışlarındaki azalma trafik kasko bazında adetsel olarak küçülttü. Sağlık poliçelerinin talebinde yükselme var. Özellikle tamamlayıcı sağlık poliçelerinde sektör çok büyüdü ve adetsel olarak arttı. Bireysel Emeklilik Sigortası çok büyüdü, birikimli hayat poliçeleri adetsel olarak çok büyüdü. Yangın dediğimiz, özellikle işte KOBİ poliçelerinde küçük de olsa bir düşüş var. Ama adetsel olarak prim olarak yine onlar da çok yükseldi. Ama sektör gayrisafi milli hasıladaki oran olarak baktığımızda çok yükseldi” diye konuştu. Geçen sene ürün bazında aynı poliçe adetlerini yeniledikleri zaman geriye gittiklerini aktaran Kocamanoğlu, “Çünkü adet olarak bir şeyler koyabilirsek müşteri portföyümüzü genişletiyoruz. Zaten enflasyonist ortamda istesek de istemesek de rakamlar bizi büyütüyor. Trafik sigortalarına devlet aylık 2,5-3,5 bin lira ortalama zam yapıyor” dedi.
Sağlık poliçeleri arttı
En fazla artan sigorta çeşidinin sağlık poliçeleri olduğunu vurgulayan Kocamanoğlu, “Sağlık poliçesi yaptıranların artmasının nedeni, özellikle devlet hastanelerinde insanların randevu almakta zorluk çekmesi. Daha konforlu bir hizmet almak için özellikle özel sağlıklı, tamamlayıcı sağlıklı, içeriğinde özel hastanelerin sunduğu bu konforlu hizmetten yararlanmak istiyor. Belki aciller dolup taşıyor ama normal süreçli baktığınızda özellikle bir MR'da, tomografide bu süreçler devlet hastanelerinde çok ileri tarihli günler bekliyor. İnsanlar da bu işi sağlık açısından değerlendirdiğinde özel hastaneye gittiğinde bu hizmetleri daha hızlı aldığını düşünerek tamamlayıcı sağlıkta üzerindeki katkı payını bu poliçeden tamamlattığı için herhangi bir ücret ödemeden bu hizmetleri satın alabiliyor” diye konuştu.
Bina tamamlama sigortaları
Son zamanlarda ortaya çıkan ve şu anda revaçta olan sigortanın bina tamamlama sigortaları olduğunu dile getiren Kocamanoğlu, “Özellikle bu kefalet sigortaları önemli. Kentsel dönüşüm olunca müteahhitlere bir kefalet senedi zorunluluğu getirildi. Poliçe olarak gidip banka teminat mektubu ya da krediyle ilişkilendirilmeden biz güvence olarak bu ürünleri satmaya başladık, yani finansal ürünleri satmaya başladık. Bu da bizim açımızdan yeni bir pazar payı oluşturdu. Bina tamamlama sigortası yeni hayatımıza giriyor. Özellikle kentsel dönüşümde önemli. Bu poliçeler hayatımıza yeni giren ürünler. Bir de siber saldırılara karşı siber saldırılar poliçesi hayatımıza girdi. Yönetici sorumluluk poliçeleri, üst yöneticilerin kendi sorumluluk poliçelerini yapmaları, bireysel olarak bu projeler hayatımıza girdi. Bunlar da bizim ürün ve portföyümüze yeni giren, acente ve sektöre katma değer katan ürünler” ifadelerini kullandı.
‘Sahtekârlığa karşı dikkat’
Sektörde özellikle son zamanlarda kişisel verilerin aşırı derecede illegal gruplar tarafından ihlal edildiği bir alan yaratıldığını açıklayan Kocamanoğlu, “Örneğin kaza yapıyorsunuz. Hiç bilmediğiniz, tanımadığınız kişiler sizi arıyor, bir vekalet verin, biz hasarınızı takip edelim. Değer kaybınızı alalım. Tüketiciler bunlara dikkat etmeli. Kendilerini en yakın çalıştığı acentelerden mutlaka poliçe almalarını ve sahte poliçe yapan kişilerle irtibata geçmemelerini öneririm. Genelde bu sanal ortamda oluyor. Poliçeyi yaptık diyor, parasını tahsis ediyor ama PDF ortamında farklı bir şekilde poliçe geliyor. Mesela biz 20 bin lira diyorsak, sahtekarlık yapanlar 5 bin lira fiyat veriyor. Bu durumun gerçek olmayacağını artık tüketicilerin de anlaması lazım. En yakın yetkili acenteye gidip poliçelerini satın almalarını talep ediyorum. Bu işlerin suiistimalleri çok. Sonuçta biz elle tutulur, gözle görülür bir ürün satmıyoruz. Güven satıyoruz. Bunları da gidip acentelerinden talep etmelerini istiyorum.” dedi.
‘Zorunlu sigortalar düşüşte’
Şirketlerin artan risk farkındalığı, kurumsal sigortaların yaygınlaşmasını teşvik etmekle birlikte, genel ekonomik koşulların büyümenin sürdürülebilirliğini etkilediğini aktaran İZTO önceki dönemler Sigortacılık Komite Başkanı ve Meclis Üyesi Hüseyin Saygılı, “Bireysel sigortalar alanında kasko, konut sigortası gibi poliçe türlerinde adet bazında düşüşler yaşandığı görülüyor. Özellikle sabit gelirli sigortalılar, primlerdeki artışlar nedeniyle bu tür poliçeleri yenilemekte veya yeni poliçe yaptırmakta zorlanıyor. Zorunlu sigortalarda, örneğin trafik sigortası ve DASK poliçelerinde de sigorta yaptırmayanların oranı giderek artıyor. Bunun temel nedeni, bireylerin düşen satın alma gücüdür. Artan ekonomik zorluklar, dar gelirli ve sabit gelirli bireylerin sigorta yerine öncelikli ihtiyaçlarını karşılamaya yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor. Artan maliyetler, risk yönetimi zorlukları ve bireylerin azalan satın alma gücü, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliğini tehdit ediyor” sözlerine yer verdi.