İzmir’de ortalama bir ev fiyatı 2025 yılında hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Özellikle şehirdeki nüfus yoğunluğu, arz-talep dengesi ve ekonomik faktörler bu fiyatların yükselmesine neden oluyor. Yükselen konut fiyatları ve asgari ücret arasındaki uçurum, pek çok kişiyi düşündürüyor. Türkiye’de asgari ücret 2025 yılı itibarıyla aylık yaklaşık 22 bin 104 TL belirlendi. Bu ücretin yüzde 100 tasarruf edilmesi bile, ev fiyatlarına kıyasla oldukça yetersiz kalıyor. İzmir’de ortalama bir dairenin fiyatı 4,4 milyon TL civarında. Aylık 22 bin 104 TL maaş alan bir çalışanın hiç harcama yapmadan tüm gelirini biriktirmesi halinde söz konusu 4,4 milyon TL’lik konutu satın alması için yaklaşık 7 yıl çalışması gerekecek. Ancak, yaşam masrafları, enflasyon, konut fiyatlarındaki değişimler ve diğer ekonomik faktörler göz önüne alındığında, bu süre daha da uzayabiliyor. Maaşının 3’te 1’ini kenara atıp biriktiren birisi ile aynı evi ancak 52 yıl sonra alabiliyor.
‘Yaza doğru hareketlenir’
İkinci el konutta bankaların verdiği kredi oranının yüzde 12,5'ten yüzde 50'ye çıktığını belirten Gayrimenkul Yatırım Uzmanı Deniz Kezer, “Birinci el konutlarda da yani müteahhitten alışta da rakamı yüzde 50'den yüzde 80'e çıkardılar. Yani 10 milyon liralık bir malın eskiden olduğu gibi 8 milyon lirasını kredi olarak alabiliyorsunuz. Daha önce ise 10 milyon liralık ev için cebinizde 7-8 milyon lira nakit olması gerekiyordu. Şimdi 5 milyon liranız varsa 10 milyon liralık bir konutu alabilirsiniz” dedi. Faizlerde 250 baz puan indirim yapıldığını da hatırlatan Kezer, “Bu mevduattan kaçışı tetikleyen bir durum. Faiz indirimleri devam edecek. Bu yıl içerisinde faizi yüzde 30 civarına indirmeyi hedefliyorlar. Konuk kredileri de yüzde 2.9’a düşebilir. İndirimlerin ardından Mart ayında konut satışlarında hareketlilik yaşanabilir. Özellikle eylül ayında güzel satışların artacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘İşçiye ev imkansız’
Kredi kullanım oranlarındaki artışa rağmen kredi oranları inse bile asgari ücretle geçinen bir işçinin ev almasının imkansız olduğuna dikkat çeken Kezer, “Asgari ücretli çalışanlar için artık ev almak imkansız gibi. Hiçbir matematik işlemi asgari ücretliye veya benzer maaşları alana ev aldıramaz. Eğer evdeki toplam gelir 100 bin liranın altındaysa ev alınamaz. Ev almak isteyen birinin gelirinin 100 bin liranın üzerinde olması gerekiyor. Hatta geldiğimiz noktada asgari ücretli kirayı bile zor ödüyor. Bugün en basit 3 artı 1 evler 25 bin liradan başlıyor. Asgari ücretlinin işi zor” dedi.
‘Dönüşüm için depremi bekliyorlar’
İzmir’deki kentsel dönüşüm çalışmalarının ‘yık-yap’ ötesine geçmediğini aktaran Gayrimenkul Yatırım Uzmanı Deniz Kezer şunları söyledi: “Hep bir apartman yıktılar, yerine yenisini diktiler. Burada hep bunun sıkıntısı bireysel kullanıcının üzerine yüklendi. Bir evi yıkıp tekrar yapmak 4 milyon lirayı buluyor. Bu çok kolay bir şey değil. Bu yüzden burada bir imar düzenlemesine ihtiyaç var. 6 katlı alanları 8-9 kata çıkarmak gerek. Ortada oluşacak ranttan müteahhit faydalanmalı ki vatandaş evini kentsel dönüşmeye sokabilsin. Diğer türlü kimse kentsel dönüşüme gidemiyor. Evinin durumu çok kötü olup ama hiçbir şey yapamayan insanlar depremi bekliyorlar. Belediye bu binalar ve mülk sahipleri için rant oluşturmak zorunda. 6 kat varsa, 8 kata izin vermeden bu dönüşüm sağlanamaz. Arsası müteahhit açısından değerli hale gelecek ki dönüp de mal sahiplerinden para istemeyecek veya isteyeceği rakam düşük olacak.”