Avrupa Birliği (AB) vatandaşları, 6-9 Haziran tarihleri arasında gerçekleşmesi beklenen Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine hazırlanırken, AB'nin yasa yapıcı kurumu olan Avrupa Parlamentosu'na girecek 720 milletvekilinin belirlenmesi için heyecanla adım atıyorlar. Bu seçimlerde, her ülkenin nüfusu oranında milletvekili çıkardığı göz önüne alındığında, yaşanan nüfus artışı nedeniyle ilk kez 705 yerine 720 milletvekili seçilecek.
Seçim atmosferi ise genç seçmenlerin ilk kez sandık başına gitmesiyle daha da renkleniyor. Bazı ülkelerde oy verme yaşının düşürülmesiyle 16 veya 17 yaşındaki seçmenler de ilk kez oy kullanacaklar. Bu seçimler aynı zamanda Mayıs 2019'da gerçekleşen son seçimlerin ardından AB Komisyonu ve AB Konseyi başkanlarının değişeceği bir döneme denk geliyor.
Seçim öncesi dikkatler, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in adaylığına odaklanmış durumda. Von der Leyen'in adaylığı, AP'nin en kalabalık grubu olan merkez sağ eğilimli Avrupa Halk Partisi (EPP) tarafından destekleniyor. Ancak seçimlerin sonucu, radikal sağ partilerin yükselişi ve yeşillerin artan popülaritesi gibi faktörlerle belirsizliğini koruyor.
AP'deki siyasi oluşumlar arasında EPP, S&D, Renew Europe, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, ECR, ID ve Sol gibi 7 grup bulunuyor. EPP, 177 sandalye ile en büyük gruba sahipken, S&D 139 milletvekiliyle ikinci sırada yer alıyor. Bu seçimlerde, EPP'nin konumunu koruyacağı ve ECR gibi muhafazakar grupların da kazanç elde edebileceği öngörülüyor.
Seçimlerin ardından AB'nin geleceğini şekillendirecek politikaların belirlenmesi beklenirken, göçmenlik konusu da önemli bir gündem maddesi olacak. Özellikle EPP'nin manifestosunda yer alan göç reformu önerileri, seçim sonuçlarıyla birlikte AB'nin politika yönünü etkileyebilir.
Bu süreçte, Avrupalı sosyalistlerin tercihi olan Nicolas Schmit'in adaylığı da dikkat çekiyor. Schmit'in, sosyalistlerin sosyal demokratik değerlerinden taviz vermeden AB'nin geleceğini şekillendirmek için yarışması bekleniyor. AP seçimlerinin sonucu, AB'nin önümüzdeki dönemde izleyeceği politika ve stratejiler üzerinde belirleyici olacak.
