Türkiye genelinde doktorlar, yaşadıkları şiddet, performansa bağlı çalışma koşulları, uzun saatler boyunca tutulan nöbetler, düşük maaşlar ve düzenlenen yeni yönetmelikler ile birlikte yaşadıkları zorlu çalışma koşulları nedeniyle 14 Mart Tıp Bayramı’nda grev kararı aldı. Özellikle kamu hastanelerinde günde en azından 80-100 arası sayıda hastaya bakmak zorunda kalan hekimler, bir hastaya sadece birkaç dakika içinde teşhis ve tedavi uygulayabildiklerini belirterek, bozulan sağlık sistemi nedeniyle hem hekimlerin, hem sağlık personelinin hem de hastaların sağlık sisteminden verimli şekilde faydalanamadıklarını kaydetti.

Muhteber28072024

Asıl zararı vatandaşa’

Ülke yönetiminin söylediği ‘Giderlerse gitsinler, genç hekimlerle çalışırız’ sözünde eksik anlaşılan konu olduğunu kaydeden İzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) Başkanı Muhteber Çolak, “Bu sözü söylerken onlar şunu atladılar; ben 34 yıllık bir hekimim, ben gitmiyorum. Genç hekimler gidiyor. İhtisas yapmak yerine yurt dışına gidiyorlar, diğer ülkeler de çok rahat bir şekilde onları kabul ediyor. Sağlık sisteminde düzenli bir sistem oluşturmak ve bunu yaparken sektör temsilcilerinden görüş almaktansa, yaptıkları bir düzenleme işe yaramadığında başka bir düzenleme yapıyorlar. Bu da sistemin giderek kötüleşmesine ve hekimlerin kaybına neden olurken, asıl zarar vatandaşlara veriliyor. Biz 14 Mart’ta eyleme çıkmak yerine işimizin başında olmak isterdik. Ancak mevcut sistem nedeniyle sesimizi duyurmak ve genç hekimler ile vatandaşlarımızın haklarını korumak amacıyla 14 Mart’ta tüm Türkiye’de bir günlük iş bırakacağız ve haklarımızı aramaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Nuri Seha Yüksel

“Birlik olmalıyız”

“14 Mart’ta tüm basamak sağlık hizmetleri çalışanları olarak grevde değil görevde olacağız” diyen İzmir Tabip Odası Sekreteri Nuri Seha Yüksel, tüm sağlık çalışanlarını bu zorlu çalışma koşullarına rağmen işini özveriyle yaptıkları için tebrik etti. Yüksel, “Biz bu grevi iş bırakma değil üzerimize düşeni yapmak olarak nitelendiriyoruz. Çünkü yaptığımız bütün eylemler, sadece kendi ihtiyaçlarımızı değil, toplumun sağlık ihtiyaçlarını da içeren eylemler oluyor. Sağlık ordusu olarak yaşadığımız sıkıntılar halkın sağlık hizmeti almasını engelliyor. Sağlık artık dönüştü ve bu dönüşüm bir felaketle sonuçlanmıştır. Türk Tabipler Birliği olarak başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu söylüyoruz ve biz sağlık çalışanları ve toplum olarak birlik olursak, ihtiyacımız olan düzeni oluşturabiliriz” dedi.

“Uzman bulamayacaklar”

Tıp fakültelerinde eğitim gören hekim adaylarının fakülteden mezun olma sayılarındaki düşüşün yanı sıra uzmanlık alanlarını seçme konusunda da tereddütler yaşadıklarını kaydeden Çolak, özellikle çocuk hastalıkları üzerine uzmanlık yapan hekim sayısının azalmaya başladığını vurguladı. Çolak, “Sağlıkta şiddetin ve iş yükünün artması ile birlikte özellikle çocuk hastalıkları bölümünü ihtisasta tercih etme sayısı azaldı. Çocuk hastalıkları uzmanı ve yan dalları gibi ciddi hastalıkların tedavi edildiği uzmanlık bölümlerini insanlar tercih etmediği için ihtisas listeleri boş kalıyor. Hekimler önceden bu bölümün sınavının çok zor olmasına karşın, sınavı kazanmak için çaba gösteriyordu. Ancak gelinen noktada bu bölümleri kimse tercih etmediği için puanları düştü ve listeler yine boş kaldı. Dolayısıyla gelecek dönemlerde bu bölümde ihtisas yapmış çocuk hastalıkları uzmanı bulmak mümkün olmayacak” diye konuştu.

Kaynak: Dilek Çakır Durak