İzmir’in taşı toprağı festival derim hep. Tarih, film, müzik ve kahve… Her şeyin tanıtımı ve festivali bizde mevcut. Hem de en iyisinden.
Bu kez gözler Ege’nin tarihi beldelerinden Foça’da.
Şahane bir festival başladı.
14 ülkeden toplam 27 film.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümü olması nedeniyle "Geçmişi Hatırlamak" temasına yaraşır bir sergi de var.
Atölye çalışmaları, söyleşiler ve yerel arkeolojik sit alanları gezileri.
Foça Uluslararası Arkeoloji ve Kültürel Miras Belgesel Film Festivali’nin 6.’sı başladı.
‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası’ olarak kabul edilen “âşıklık geleneğinin” önemli temsilcisi Aşık Veysel, “Veysel Gider Adı Kalır” adlı sergi ile unutulmadı.
UNESCO'nun 2023 yılını Aşık Veysel yılı ilan etmesiyle birlikte, ölümünün 50. yılında düzenlenen sergi, torunlarından Nazender Süzer Gökçe ile fotoğraf sanatçısı eşi Gürsel Gökçe'nin koleksiyonundan oluşuyor.
Daha sonra bağlama öğretmeni Onur Ataş ile Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu'nda 35 yıl korist olarak çalışan Hayriye Abakay, Aşık Veysel'in 'Sazıma' ve "Uzun İnce Bir Yoldayım' türkülerini izleyicilerle birlikte seslendirerek andı.
Ölümsüz ozanı yad etmek isteyenler, 15 Ekim’e kadar bu sergiyi gezebilir.
Festivalin ilk gün programında yer alan Yönetmen Yalçın Çiftçi'nin 'Başımdaki Dünya', Maythem Ridha'nın 'Ali ve Mucizevi Koyun' ve Dilek Kaya'nın 'Kara Vicdanlı' filmlerinin gösterimi yapıldı. Bir araç telefonundan yola çıkılarak çekilen, lakabı 'Kara Vicdanlı' olan Foçalı bir şoförün hayatından kesitlerle, eşinin anlatımlarını içeren 'Kara Vicdanlı' belgeseli izleyenlere hüzünlü olduğu kadar, keyifli anlar da yaşattı.
Türkiye'de belgesel sinemanın iki önemli ismi Hasan Özgen ve Ertuğrul Karslıoğlu da festivalde yerini aldı. Son filmleri olan “Anne, Türkler Geliyor!” ve “Evlerinin Önü” gösterimi yapıldıktan sonra izleyicilerle kısa bir söyleşi gerçekleştirdiler.
‘Fatma’dan Sonra 40 Yıl’ filmini de es geçmemek lazım. Film gösteriminin ardından yönetmen Sezer Ağgez de soru-cevap bölümünde izleyicilerle etkileşimde bulundu.
Festivalde bu yıl yabancı belgesellerde ön plana çıkıyor. Bunlardan biri Angelos Kovotsos’un, “Kordonboyu” filmi. Diğeri ise İzmir’in 1875-1923 yılları arasındaki sahil gelişiminin tarihini anlatan, George Poulimenos ve Achilleas Chatziconstantinou’nun kitabından uyarlanan film, “Gavur” belgeseli. Bugünkü belgesel gösteriminin ardından Kovotsos ve Poulimenos, Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı yöneticilerinden Ferhat Kentel’in moderatörlüğü ile söyleşi gerçekleştirecek.
Film gösterimleri ve söyleşilerin yanı sıra çeşitli atölye çalışmaları ve arkeologların rehberliğinde arkeolojik ve tarihi alan gezileri de devam ediyor.
Ayrıca festivalde çevredeki tarım ürünlerinin bulunduğu ve yerel zanaatkarların çalışmalarından oluşan stantlar da mevcut.
Festival, bize dünyanın çok çeşitli yerel kültürlerle dolu olduğunu hatırlatıyor. Sadece hatırlatmakla kalmıyor, kültürel farklılıklara saygıyı teşvik ediyor. Yine sanata ve filme doyuran bir festival daha geride kalacak. Bilgiye ülke olarak en çok ihtiyacımız olduğu bu dönemlerde festivallerin artarak devam etmesini diliyorum.