İstanbul Boğazı'nın incisi, Feyyaz Tokar Yalısı, son dönemde adından söz ettiren bir satış fiyatıyla gündeme geldi. 45 milyon dolar gibi dudak uçuklatan bir değere sahip olan bu tarihi yalı, prestijli yapısı ve eşsiz konumuyla alıcılar için cazip bir fırsat sunuyor. Peki, bu kadar büyük bir fiyatla satışa çıkan Feyyaz Tokar Yalısı'nın yeni sahibi kim? İşte detaylar...
Feyyaz Tokar Yalısı'nı kim aldı?
İstanbul Boğazı'nın en prestijli yapılarından biri olan Feyyaz Tokar Yalısı, Beykoz'un Anadolu Hisarı Mahallesi'nde yer alıyor. Bu zarif yalı, uzun yıllardır hem mimari hem de tarihi önemiyle dikkat çekiyor. 2012 yılında Ahmet Okumuş tarafından 25 milyon dolara satın alınan yalı, o dönemde büyük ilgi uyandırmıştı. Okumuş, bu özel yapıyı eşi için almış ve dönemin en çok konuşulan lüks yaşam sembollerinden biri haline getirmişti.
Yalının önceki yıllarda sahip olduğu prestijli geçmişin ardından, 2024'ün başlarında ünlü iş insanı Hamdi Ulukaya, Feyyaz Tokar Yalısı'nı kiralamak için adımlar atmıştı. Ulukaya, yıllık kira bedelini peşin olarak ödeyerek yalıya sahip olma yolunda ilk adımı atmıştı. Bu süreçte, yalıya aylık 120 bin dolar gibi yüksek bir kira bedeli ödeyen Ulukaya'nın, tarihi yapıyı satın almak için harekete geçtiği öğrenildi.
Feyyaz Tokar Yalısı'nın satış fiyatı ise dudak uçuklatacak bir rakama ulaşarak, 45 milyon dolar olarak belirlendi. Ulukaya'nın, bu tarihi yalıyı satın almak için anlaşma sağlaması bekleniyor. Yalının geçmişi, Rus milyarder Roman Abramoviç'in de ilgisini çekmiş ve bir dönem Abramoviç, yalıyı kiralamıştı. Bu durum, yalıyı daha da değerli hale getiren bir başka önemli faktör oldu.
Yalı, sadece şehrin prestijli semtlerinden birinde yer almakla kalmayıp, aynı zamanda tarihi dokusu ve Boğaz manzarasıyla da eşsiz bir konumda. Bu özel yapının yeni sahibi olan Hamdi Ulukaya, hem iş dünyasında hem de sosyal yaşamda büyük bir etkiye sahip. Türkiye'nin en tanınmış iş insanlarından biri olan Ulukaya, Chobani markasıyla dünya çapında bir başarıya imza atmış bir isim. Boğaz'daki bu prestijli yalıyı satın alarak, İstanbul'un tarihi dokusuna olan ilgisini bir kez daha gözler önüne seriyor.