27 Mart’ta İstanbul’un kalabalık noktalarından biri olan Cevahir AVM önünde toplanan kalabalık, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı durmak için bir araya geldi. Eyleme polisin sert müdahalesi sonucu onlarca kişi gözaltına alınırken, olaylar yalnızca AVM önünde değil, Türkiye kamuoyunun merkezinde yankı buldu.
Cevahir AVM olayı nedir?
2025 yılının Mart ayı, Türkiye siyasetinde ve kamuoyunda büyük yankılar uyandıran gelişmelere sahne oldu. Bu gelişmelerin başında ise İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanması geliyordu. Gözaltı kararı, İmamoğlu hakkında yürütülen "terör", "yolsuzluk", "ihaleye fesat", "kişisel verilerin izinsiz kaydedilmesi" ve "örgüt kurma" gibi ciddi suçlamalara dayanıyordu. Bu gelişme, kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtı ve ülke genelinde protestolar başladı. Bu protestolardan biri de İstanbul Şişli’de bulunan Cevahir Alışveriş Merkezi (AVM) önünde gerçekleşti.
Cevahir AVM Önünde Ne Oldu?
27 Mart 2025’te, İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu’nun (İÜK) çağrısıyla İstanbul’un dört bir yanından üniversite öğrencileri, Cevahir AVM önünde toplandı. Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi gibi birçok üniversiteden katılımın olduğu bu protestoya binlerce kişi destek verdi. Göstericiler, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ve görevden uzaklaştırılmasına tepki gösteriyor; adil yargılanma ve demokratik süreçlere saygı çağrısında bulunuyordu.
Gözaltılar ve Müdahale
Protesto başlamadan kısa bir süre önce, polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri alarak alana girişleri kontrol altına aldı. Eylem sırasında yüzlerini kapattığı iddia edilen birçok öğrenci, polis tarafından gözaltına alındı. Toplamda 137 kişi gözaltına alındı. Bu kişiler arasında yalnızca öğrenciler değil, aynı zamanda İstanbul Barosu'na bağlı üç avukat da yer alıyordu. Baro, avukatların gözaltına alınmasına tepki göstererek sürecin hukuka aykırı olduğunu duyurdu.
Adliyeye Sevk ve Hukuki Süreç
Gözaltına alınan 124 kişi, işlemlerinin ardından Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, bu kişilerden 34’ü için tutuklama, 10’u içinse ev hapsi şeklinde adli kontrol talep etti. Ancak mahkeme, tüm bu isimlerin tutuklama taleplerini reddederek, ev hapsi uygulanmak suretiyle adli kontrolle serbest bırakılmalarına hükmetti. Geriye kalan 77 kişi ise doğrudan serbest bırakıldı.
Tutuklama talebiyle adliyeye sevk edilen isimler şunlardı:
Nazlı Melek Kevser, Nisanur Karabayır, Gökdeniz Kaçar, Yiğit Şen, Tayfur Alper Yaşar, Lokman Özinar, Melih Mutlu, Damla Aydoğdu, Çiğdem Yıldırım, Elif Doğa Ulu, Nisanır Güngör, Erkman Usluoğlu, Yaren Nur Mercan, Ahmet Burak Eren, Efe Kemer, Ali Deniz Bağırır, Muhammet Can Uludağ, Nuran Çağla İlhan, Umut Cem Karamanoğlu, Emirhan Asiltürk, Nevaf Bakır, Gürkan Güneş, Mert Öğüt, Egemen Zafer Gülsuyu, Ramazan Mehmetoğlu, Oğuzhan Özgür Bilir, Muhammet Emin Söyler, Soner Odabaş, Ahmet Emrah Höyüklü, Yağız Daşkın, Elif Saatçi, Osman Poyraz Altın, Yaz İklima Dağlar ve Yunus (soyadı öğrenilemedi).
Ev hapsi talebiyle sevk edilenler ise şu şekildeydi:
İbrahim Efe Mede, Fırat Ayhan, İsmail Köse, Yusuf Mert Sanlı, Özge Eren, Mercan Naz Yüksel, Emir Eren Yesir, Oya Beni Öztürk, Özen Bağbaşlıoğlu, Kerem Mert Bayraktar.
Öte yandan, protestonun ardından Çağlayan Adliyesi’nde avukatların savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle gerginlik yaşandığı bildirildi.