Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle her yıl açıkladığı ‘İstatistiklerle Çocuk’ başlıklı çalışmaya göre 15-17 yaş arasındaki nüfusun 2024 yılında 32 bin kişi artarak 3 milyon 894 bine yükseldi. Çocuk işgücü (çalışanlar ve iş arayanlar) 117 bin kişi artarak 740 bine yükseldi. Ülkemizde 15-17 yaş arasındaki çocuklar esas alınarak çıkarılan istatistiklere göre çocuk istihdam oranı da her yıl artarken bu oran 2024’te yüzde 22,3’e kadar yükseldi. Bu verilere göre 15-17 yaş arasındaki her 100 çocuktan yaklaşık 22’si bir işte çalışıyor.

‘Onlara bayram yok’

Tüm bayramlarda olduğu gibi 23 Nisan'da da çocukların yine sokaklarda çalışmak zorunda kaldığını vurgulayan İzmir Seyyar Satıcılar Dernek Başkanı Evren Laçin, sanayilerdeki her köşe başındaki bir dükkânda 5-6 çocuğun kötü şartlarda çalıştığını gördüğünü dile getirdi. İzmir'de yaklaşık 300 bin sokak emekçisinin bulunduğunu aktaran Evren Laçin, “Bu emekçilerin yaklaşık 6 bini ise 12 ile 18 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Onlar için bayram; ne neşe, ne de eğlence. Bayramın tek anlamı, sabahın erken saatlerinde sokaklara çıkıp çalışmak. Midye, peçete, mendil, çiçek satan bu çocuklar, geri dönüşüm atıklarını topladıkları çekçek arabalarıyla kentin sokaklarında hayatta kalmaya çalışıyor. Günlük kazançları ise 150 ila 200 lira arasında değişiyor. Birçoğunun annesi ya da babası yok. Bazıları hem annesiz hem babasız. Bu çocuklar için okula gitmek bir hayalden ibaret. Çünkü karınlarını doyurmak için çalışmak zorundalar. Bazı çocuklar hafta içi okuldan sonra sokaklara çıkarken, bazıları ise 23 Nisan, 19 Mayıs gibi bayram günlerinde bile sabahın erken saatlerinden itibaren çalışıyor. Onlar için resmî tatillerin, milli bayramların bir anlamı yok. Çünkü hayat onlara tatil yapmayı hiç öğretmedi” ifadelerini kullandı.

Evren Laçin (1)

‘Sahipsiz ve umutsuzlar’

Bu çocuklar için bayram kelimesinin sadece sözlükteki bir kelimeden ibaret olduğunu belirten Evren Laçin, “Onlar için bayramın neşe, eğlence ya da tatil anlamı yok, çünkü o duyguları hiç tanımadılar. Tiyatro nedir bilmeyen, sinema salonuna hiç adım atmamış çocuklar bunlar. Günlük kazançlarından ayırabildikleri küçük bir parayla aldıkları bir parça çikolata, onlara kısa süreliğine dünyanın en mutlu insanıymış gibi hissettiriyor. Sahipsiz, kimsesiz, umutsuz olan bu çocuklarımıza umarım ileride gerçekten bayram yapmalarını sağlarız. Hayal ettikleri şey çok büyük değil aslında, bayram sabahı yeni kıyafetlerini giyip, ne yiyeceklerini düşünmeden sokakta arkadaşlarıyla kahkahalar atmak. İzmir’in geleceğini taşıyan 6 bin çocuk için bu, belki de en büyük bayram olurdu” diye konuştu. 

‘Sağlıksız koşullarda’

Oyun oynaması, okula gitmesi gereken yaşlarda çocukların çalışmak zorunda kalmasının yalnızca bireysel değil, toplumsal bir yaraya dönüştüğünü belirten Başkan Lâçin, “Pek çoğu sosyal güvenceden yoksun, sağlıksız koşullardaki merdiven altı işyerlerinde, ev ekonomisine katkı sağlamak için ağır sorumluluklar üstleniyor. Çocukların okul yerine işe gitmek zorunda bırakıldığı bir ülkede, sağlıklı bir gelecek inşa etmek mümkün değil. Bugünü korumak, yarını güvenle kurmak; ancak çocuklara hak ettikleri gibi bir çocukluk sunmakla mümkün olabilir” dedi. Küçük yaşta çalışmak zorunda olan bu çocukların, okula gitmesi için devletin bir an önce çözüm bulması gerektiğini söyleyen Laçin, yazın gelmesi ve okulların kapanmasıyla çalışan çocuk sayısının daha da artacağını vurguladı.

869 bin çocuk işçi var

TÜİK’in verilerine göre Türkiye’nin 85 milyon 665 bin olan nüfusunun 21 milyon 817 binini çocuklar (0-17 yaş) oluşturuyor. Çocuk nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı giderek azalıyor. Bir işte çalışan ve iş arayanların oluşturduğu çocuk iş gücünün toplam çocuk sayısı içerisindeki payı olan çocukların işgücüne katılım oranı yüzde 22,1’den yüzde 24,9’a kadar yükseldi. Bu oran 2021 yılında yüzde 16,4; 2022 yılında ise yüzde 18,7 olmuştu. Çalışmak zorunda olan çocuk sayısı böylece 869 bine, iş arayıp bulamayan işsiz çocuk sayısı ise 101 bine ulaştı.  

Kaynak: Filiz Erol