Sosyal ortamda kontrolsüzce küfreden kişilerin çoğu zaman yargılandığı bu davranış, aslında bir hastalık belirtisi olabilir. “Küfür etme sendromu” olarak bilinen Koprolali nedir? Tourette Sendromu ile ilişkisi ne? Nörolojik kökenli bu bozukluk hakkında bilmeniz gereken her şey burada.

Küfür Etme Hastalığı Olarak Bilinen Koprolali Nedir?

Son zamanlarda gündeme oturan “Hıçkırık” filmiyle birlikte, Tourette Sendromu yeniden konuşulmaya başlandı. Bu nörolojik bozukluk, toplumda genellikle “küfür etme hastalığı” olarak bilinen Koprolali semptomu ile anılsa da, aslında çok daha karmaşık bir tabloyu barındırıyor. Gelin, Tourette Sendromu’nu ve onun en dikkat çekici belirtilerinden biri olan Koprolali’yi yakından inceleyelim.

Koprolali: Tıbbi Olarak Ne Anlama Geliyor?

Koprolali, kişinin kontrolü dışında argo, küfürlü veya müstehcen ifadeleri sesli şekilde tekrar etmesiyle tanımlanır. Ancak bu durum, sanıldığının aksine bağımsız bir hastalık değildir; genellikle Tourette Sendromu adı verilen nörolojik bir bozukluğun parçası olarak ortaya çıkar.

Bu semptom, sosyal anlamda en dikkat çekici ve aynı zamanda damgalayıcı yönlerinden biridir. İnsanlar çoğu zaman bu kelimelerin öfke, kızgınlık ya da niyetli bir hakaret sonucu söylendiğini zanneder; oysa Koprolali, tamamen istemsiz bir davranıştır.

Koprolali ile Diğer Bozukluklar Arasındaki Fark Nedir?

Toplumda zaman zaman şizofreni gibi diğer psikiyatrik bozukluklarla karıştırılsa da, Tourette Sendromu bambaşka bir hastalık spektrumuna aittir. Şizofrenide de zaman zaman kontrolsüz kelime patlamaları görülebilse de, Tourette’teki tikler nörobiyolojik temellidir ve bilinçli bir davranış değildir.

Nitekim geçmişte Koprolali’nin bastırılmış öfke veya cinsellik gibi psikolojik nedenlerden kaynaklandığı düşünülse de, günümüzde bu semptomun beyindeki bazal ganglion bölgesindeki işlev bozuklukları ve nörotransmiter (örneğin dopamin) dengesizliklerinden kaynaklandığı kabul ediliyor.

Tanı ve Tedavi Süreci Nasıl İşler?

Tourette Sendromu'nun kesin bir tedavisi olmasa da, semptomların hafifletilmesi mümkün. Tedavi sürecinde genellikle aşağıdaki yaklaşımlar uygulanır:

  • İlaç tedavisi: Tiklerin şiddetini azaltmak için bazı antipsikotikler veya dopamin düzenleyiciler reçete edilebilir.
  • Psikoterapi: Özellikle obsesif-kompulsif davranışlar, anksiyete ya da sosyal çekinme yaşayan hastalarda oldukça etkilidir.
  • Davranışçı müdahaleler: Alışkanlık tersine çevirme terapisi (HRT) gibi özel terapiler, tiklerle baş etmede faydalı olabilir.

Ayrıca, Tourette hastalarının çoğunda DEHB, OKB, anksiyete bozukluğu ve uyku sorunları gibi ek tanılar da görülebilir.

Toplumun Desteği Neden Hayati Önem Taşır?

Tourette Sendromu ve özellikle Koprolali, bireyler için oldukça zorlayıcı olabilir. Sosyal ortamlarda yaşanan ani tikler, yanlış anlaşılmalara ve dışlanmalara neden olabilir. Bu bireylerin söylemleri onların niyetini, karakterini ya da düşünce dünyasını yansıtmaz; bu, hastalığın bir sonucudur.

Çevremizde Tourette Sendromu yaşayan bireylere karşı empati kurmak, farkındalık geliştirmek ve özellikle çocuklar için okul ortamında destekleyici tutumlar sergilemek oldukça kritiktir. Zira bu bireyler, uygun sosyal destekle üretken, yaratıcı ve başarılı bireyler haline gelebilirler.

Tourette Sendromu ile Yaşamak Mümkün

Tourette Sendromu zeka düzeyini etkilemez. Hatta birçok Tourette’li birey, sanat, bilim ve spor alanlarında başarılı kariyerlere sahiptir. Anahtar, toplumun bu nörolojik farklılığı anlaması ve kabullenmesidir.

Küfür etmekle hastalıklı bir semptom olan Koprolali’yi ayırt etmek, hem bu bireylerin yaşam kalitesini artıracak hem de daha bilinçli bir toplumu mümkün kılacaktır.

Kaynak: Haber Merkezi