Cumhuriyet ehliyettir, liyakattır

Abone Ol

Yarın, 29 Ekim 2023, Cumhuriyet’in 100. yılı.

Önsözü, Çanakkale’de, Anafartalar’da, Birinci ve İkinci İnönü zaferlerinde, Sakarya’da, Dumlupınar’da, 30 Ağustos Meydan Muharebesi’nde, 9 Eylül 1922’de İzmir’de, Kuvayımilliye’de, kadınıyla, erkeğiyle, onbinlerce yiğidin emperyalistlerin işgali altındaki kutsal vatan topraklarını kurtarmak adına düğüne gidercesine ölüm ateşine kendilerini attıkları, kanlarını döktükleri, canlarını verdikleri Kurtuluş Savaşı Destanı’nda yazılmış, daha o günlerde Gazi Mustafa Kemal’in kafasında kurgulanmış, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlu olsun. 

Bazı şeyleri irdeleyebilmek için gerçek şudur ki; Aydınlanma ve Sanayi Devrimlerini yapamamış, yüzde 90-95’i okur yazar olmayan bir din ve tarım toplumunda 600 yıllık saltanatın ve hilafetin gölgesi altında çok uluslu bir imparatorluğun enkazından bir Cumhuriyet çıkarmak hiç te kolay değildi.

Bu nedenledir ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeri ve zamanı gelinceye kadar Cumhuriyet’i vicdanında milli bir sır olarak sakladı.

21-22 Haziran 1919’da bizzat hazırlayarak yayınladığı Amasya Genelgesi’nde Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” dedi ve böylece Cumhuriyet’e giden yolun ilk adımını atmış oldu.

1919’da Erzurum Kongresi’nde “Milli iradeyi etkin kılmak esastır” kararı alınırken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aklında yine Cumhuriyet vardı. 

Tarih 29 Ekim 1923. Cumhuriyet’in ilan edilmesine saatler var. Bir gün önce Anayasa değişikliğine ilişkin çalışma TBMM Kanuni Esasi Encümeni tarafından son şeklini alarak Meclis Genel Kurulu’na sunulmuştur. Saruhan Milletvekili Vasıf Bey (Çınar) kürsüde Cumhuriyet’in ilan gerekçesini açıklamaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, uzun zamandır kafasında oluşturduğu Cumhuriyet fikrini bir gün önce Çankaya Köşkü’nde açıklamıştır. 

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Meclis’te kendisini ziyarete gelen Halit Paşa’yla Kemalettin Sami Paşa’yı Çankaya’ya davet eder ve onlara İsmet ve Kazım Paşa’yla Rize Milletvekili Fuat Bulca ve Afyon Milletvekili Yazar Ruşen Eşref de katılır. 

Kısa süren bir Bakanlar Kurulu tartışmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk, karşısındakilerin şaşkın bakışları arasında “Karar günü geldi arkadaşlar, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” Diyerek kararını açıklar.

Birisi bana “Cumhuriyet’i taraf eder misin?” derse derim ki;

Cumhuriyet,1924 yılında Isparta’nın Atabey ilçesinin İslamköy’ünde doğan Süleyman Demirel’i, gösterdiği liyakatle önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olarak o makamlara çıkaran, 1946 yılında Mardin’in Savur ilçesinde, orta gelirli bir çiftçi ailesinin 8 çocuğundan yedincisi olarak doğan Aziz Sancar’ı, kimya alanında Nobel Ödülü’nü almaya hak kazanmasının alt ve üst yapısını oluşturan, yolunu açan ve kazandıran, ehliyet ve liyakati önceleyen rejimin adıdır Cumhuriyet.

Özü, devlet ve toplum yaşamının akla ve bilime dayanmasını sağlayan laiklik, üç temel ayağı ulusal bağımsızlık, ulusal egemenlik ve çağdaş uygarlık olan, o dönemin emperyalistlerinin başında gelen İngilizlerin “İki yıl yaşamaz” dedikleri Cumhuriyet 100 yıldır yaşıyor, yarın 100 yaşında. 

Kendi adıma, ne mutlu bana ki, ne mutlu bizlere ki, Cumhuriyet’in 100. yılını yaşayanlardanız, kutlu olsun.  

{ "vars": { "gtag_id": "AW-16801464760", "config": { "AW-16801464760": { "groups": "default" } } }, "triggers": { } }