24 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul’un Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Marmara Bölgesi’nde birçok şehirde hissedildi. Depremin büyük şiddeti, vatandaşlar arasında paniğe neden oldu. Deprem gibi doğal afetlere hazırlıklı olmanın önemi, hepimizin malumu. Ancak her geçen gün, yaşadığımız bu olaylarda doğru bildiğimiz yanlışları tekrarladığımızı gözlemliyoruz. Peki, Güvenli alanlar neresi, doğru pozisyon nasıl olmalı? Deprem çantası önemli mi?
AKUT Kurucu Başkanı ve Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Ferudun Çelikmen, enkaz altından kurtardığı yüzlerce kişiden elde ettiği tecrübeleri ve hayatta kalmanın temel prensiplerini paylaştı.
Deprem Çantası Gerçekten Hayat Kurtarır mı?
Çelikmen, deprem anında hayatta kalmanın, deprem çantasına bağlı olmadığını savunuyor. Yıllardır depremlerle mücadele eden bir uzman olarak, "Enkaz altından kurtardığım hiç kimsenin yanında deprem çantası olmadı" diyor. Deprem çantası, aslında İkinci Dünya Savaşı sırasında Londra’da yaşanan bombalamalarda ihtiyaç duyulan temel gereçler için tasarlanmıştı. Ancak zamanla, bu gereçler aslında daha çok ‘rant’ yaratmaya yönelik kullanılmış ve popülerleşmiştir.
Deprem anında kurtulmanın, çanta ile değil, doğru pozisyon almakla mümkün olduğunu belirtiyor Çelikmen. Enkaz altında hayatta kalan kişiler çoğunlukla küçük bir alana sığabilen cenin pozisyonunda bulunuyorlar. Çünkü bu pozisyon, hayatta kalma şansını artırıyor.
Deprem Anında Alınacak En Önemli Pozisyon: Cenin Pozisyonu
Çelikmen, okullarda ve filmlerde sıkça duyduğumuz "Çök-Kapan-Tutun" tekniği yerine, enkaz altındaki en güvenli pozisyonun cenin pozisyonu olduğunu belirtiyor. “Yıkılan binalarda bu teknik doğru değildir. Çök-kapan-tutun, ancak sağlam binalarda işe yarar. Ancak depremde yıkılan binalarda, bu teknikle kendinizi koruyamazsınız,” diye ekliyor.
Cenin pozisyonu, vücudun en küçük alanı kaplayan pozisyonudur ve hayatta kalma oranını artırır. Ayrıca bu pozisyon, enkaz altındaki insanların zarar görmeden yaşam üçgeni içinde hayatta kalmalarını sağlar.
Cep Telefonları: Yeni Deprem Çantaları
Artık eski deprem çantalarına ihtiyacımız yok; telefonlarımız, bu çantaların yerine geçebilecek kadar yeterli. Çelikmen, cep telefonlarının tüm ihtiyaçları karşıladığını, düdükten radyo ve fener gibi aletlerin artık telefonlarda bulunduğunu belirtiyor. Telefonlar sayesinde, bulunduğumuz yeri gönderebilir, yardım talebinde bulunabilir ve dış dünya ile irtibat kurabiliriz. Ancak bunun için telefonlarımızın her zaman şarjlı ve ulaşılabilir olması gerekiyor.
Deprem Çantası: Gereksiz Yükten İbaret
Çelikmen, büyük ve ağır deprem çantalarının, deprem anında hiçbir işlevi olmadığını vurguluyor. “Deprem anında, herkesin panikle ne yapacağı belli olmaz. Hangi kişi büyük bir çantaya sarılacak ve onu taşıyacak?” diye soruyor. En önemli şey, yanınızda telefon ve bir şişe su bulundurmak.
Depremde Yaşam Üçgeni ve Güvenli Alan
Bir binanın yıkılması durumunda, yaşama şansı sağlayacak en önemli alanlar, sağlam kolonların ve kirişlerin yarattığı yaşam üçgenleridir. Bu boşluklar, tıpkı bir kitap arasına yerleştirilen kalem gibi, hayatta kalma şansı sunar. Büyük eşyaların yanına sığınmak, yanıltıcı olabilir çünkü çoğu büyük eşya, içi boş olduğundan tehlikeli olabilir.
Araçta Uyuma Riskleri
Deprem sonrası araçta uyumanın, özellikle fosil yakıtla çalışan araçlarda karbonmonoksit zehirlenmesine yol açabileceği konusunda uyarıda bulunan Çelikmen, en güvenli yolun, her zaman araç bagajında -10 dereceye dayanıklı uyku tulumu bulundurmak olduğunu söylüyor.
Deprem Çantası, Değil Doğru Pozisyon!
Sonuç olarak, depremde hayatta kalmanın anahtarı, doğru pozisyon almak ve önceden hazırlıklı olmaktan geçiyor. Çelikmen, "Bir deprem anında, şarjı dolu bir telefon ve suyunuz varsa, deprem çantası yerine bunlar daha etkili olacaktır" diyor.