Okulların ara tatile girmesiyle birlikte, aileler çocuklarıyla tatil planları yapmaya başladı. Ancak, mevcut enflasyon oranları ve maaş artışlarının yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kalması, birçok ailenin tatil planlarını sınırladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aralık 2024'te aylık enflasyon yüzde 1,03, yıllık enflasyon ise yüzde 44,38 olarak açıklandı. Bu yüksek enflasyon oranları, temel ihtiyaç maddelerinden hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede fiyat artışlarına neden oldu. Bu durum, özellikle dar ve orta gelirli ailelerin bütçelerini kısmak zorunda kalmasına neden olacak.
TV’ye bağımlı olacak
Bu yıl 17 Ocak – 3 Şubat arası yapılacak ara tatil döneminde çocuklarıyla tatile çıkmayı planlayan aileler, artan maliyetler ve düşük maaş zamları nedeniyle alternatif çözümler arıyor. Birçok aile, şehir dışı tatiller yerine evde veya yakın çevrede daha ekonomik etkinliklere yöneliyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) da ara tatil süresince öğrencilerin evde yapabileceği etkinlikler için çeşitli öneriler sunuyor. Ancak öğrencilerin evde çok fazla zaman geçirmesi, ekran bağımlılığının da önünü açıyor. Uzmanlar ara tatilde öğrencilerin ekrana bağımlılık süresinin artmasının, dikkat eksikliğine neden olabileceğinin altını çizerken, eğitimciler ise mevcut hayat şartları nedeniyle anne ve babamın ikisinin de çalışmak zorunda kalmasının, çocuklarda ebeveynlere duyulan özlemi artırdığını, dolayısıyla da ebeveynlerin ara tatilde çocuklarıyla verimli zaman geçirmeye dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
‘Ya köye ya eve’
Ara tatilde, ekonomik şartlar nedeniyle ailesiyle birlikte bir tatil planı yapamayan çocuklara devletin reva gördüğü tatil anlayışının evde oturmak olduğunu kaydeden Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Çocuklar, hem okulda, hem evde, hem sokakta, her yerde ekonomik ve sosyal sorunlarla küçük yaştan itibaren başa çıkmak zorunda kalıyorlar. Okulda aç kaldıkları gibi, ara tatilde de evde oturmaktan başka çareleri yok. Çünkü ekonomi ancak ve ancak bir çocuğun karnını kısmen doyurmaya yetiyor. Şu anda iki çocuklu çekirdek bir ailede evin geçinebilmesi için hem annenin hem de babanın çalışması gerekiyor. Hal böyle olunca, normal zamanda okula giden çocuklar ara tatilde evde olduğunda aileler onları ya aile büyüklerine bırakmak zorunda, ya da varsa köylerine göndermek zorunda kalıyorlar. Türkiye’de artık milyonlarca aile ara tatilde bırakın şehir dışında gezmeyi, aynı şehirde bile gezemiyorlar. Çocuklar da bu ara tatilde ya köylerinde veya bir esnafın yanında çalışacak ya da evde televizyon karşısında geçirecek” dedi.
‘Ekonomi etkiliyor’
Ara tatilin gelmesiyle birlikte ekonomik nedenlerle tatile gidemeyen ailelerin çocuklarında, ekran bağımlılığının artabileceğini belirten Uzman Psikolog Burcu Amcaoğlu, “Ekonomik telaşa düşen aileler çocukları ihmal etmeleri de çocukların ekrana yönelmesine neden olabilir. Ekonomik nedenler bu noktalarda aile içi iletişimi de olumsuz etkileyen etkenlerin başında gelmektedir. Burada her ne kadar ailenin çocuklar için ekonomik kaynak sağlamak sorumlulukları olsa da çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için de bir sorumlulukları var. Ailelerin bu noktayı da kaçırmaması gerekir. Aileler elbette ekonomik olarak kendilerini zorlayarak tatile gitmek zorunda değiller ancak çocuklarla aile içerisinde oyunlar oynamaları, sohbet etmeleri de çocukların duygularını görebildikleri bir etkinlik oluşturup, çocuklarla iletişimlerini artırabilirler. Bu noktada açık iletişimin ailede olması çok önemli” diye konuştu.
‘Ödevler teşvik etmeli’
Çocuklara ara tatilde ev içerisinde televizyondan bağımsız etkileşime girebilecekleri oyunlar, hikaye anlatımları gibi aktivitelerin yapılması da çocukların ara tatillerini verimli geçirmelerine olanak sağlayabileceğini kaydeden Uzman Psikolog Burcu Amcaoğlu, “Öğretmenlerin ara tatillerde çocuklara derslerini pekiştirmeleri adına çok fazla ödev vermeleri de çocukları psikolojik olarak yorabilir. Bu ödevler çocukların zaman içerisinde kendilerini yeterli görmeme, yetiştirememe gibi bir duygu içerisine sokabilir ve bu durum da genellikle tabir ettiğimiz şekilde ‘Yarış atı’ gibi hissetmelerine neden olabilir. Ödevler teşvik edici olmalıdır” ifadelerini kullandı.