Dünya'nın dört filin sırtında olduğu inancı, bazı eski uygarlıklar arasında yaygındı. Bu gizemli ve eski inanış, günümüzde hala merak uyandırmaya devam ediyor. Kullanıcılarımız, hangi uygarlığın böyle bir düşünceye sahip olduğunu ve bu inancın tarihsel kökenlerini öğrenmek istiyor. Bu özel dosyamızda, dünyayı taşıyan dört fil efsanesini benimseyen eski uygarlığın gizemlerini ve bu inancın arkasındaki hikayeleri sizler için derledik."

Dünyanın dört filin sırtında olduğunu düşünen uygarlık hangisidir?

Dünyanın dört filin sırtında olduğunu düşünen uygarlık, Hint uygarlığıdır. Hint mitolojisine göre, dünya, dört filin sırtında duran bir kaplumbağanın üzerinde durmaktadır. Bu fillerden her biri, dünyanın bir yönünü temsil eder. Kuzey filini Airavata, doğu filini Aniruddha, güney filini Pundarika ve batı filini Kamandalu olarak adlandırırlar. Bu inanışa göre, filler, dünyanın ağırlığını taşırken, kaplumbağa, dünyanın durmasını sağlar. Bu inanış, Hint sanatında ve mimarisinde de sıklıkla görülür. Örneğin, Hindu tapınaklarının girişlerinde genellikle, dört fili tasvir eden heykeller bulunur.

Dünyanın dört filin sırtında olduğuna dair inanış, Hint uygarlığının yanı sıra, diğer bazı uygarlıklarda da görülmüştür. Örneğin, Eski Mısır'da, dünyanın dört sütunun üzerinde durduğuna inanılırdı. Bu sütunlar, dünyanın dört köşesini temsil ederdi. Dünyanın dört filin sırtında olduğuna dair inanış, günümüzde de bazı insanlar tarafından kabul edilmektedir. Bu inanış, genellikle, dünyanın yaratılışına dair dini bir açıklama olarak görülür.

Hint uygarlığı hakkında

Hint uygarlığı, Hindistan'da gelişen ve günümüze kadar varlığını sürdüren bir uygarlıktır. Bu uygarlık, MÖ 3300 yıllarında İndus Nehri çevresinde ortaya çıkmıştır. Hint uygarlığı, iki farklı dönemde incelenebilir:

  • İndüs Uygarlığı: MÖ 3300-1300 yılları arasında, İndus Nehri çevresinde gelişmiştir. Bu uygarlığın en önemli merkezleri Mohenjo-daro ve Harappa'dır. İndus uygarlığı, şehirleşme, tarım, ticaret ve sanat gibi alanlarda önemli gelişmeler göstermiştir.
  • Ganj Uygarlığı: MÖ 1300-600 yılları arasında, Ganj Nehri çevresinde gelişmiştir. Bu uygarlığın en önemli merkezleri Pataliputra ve Magadha'dır. Ganj uygarlığı, İndus uygarlığının yıkılmasından sonra ortaya çıkmıştır ve Hint medeniyetinin temelini oluşturmuştur.

Hint uygarlığı, felsefe, din, sanat, mimari ve bilim gibi birçok alanda önemli gelişmeler göstermiştir. Bu uygarlıkta ortaya çıkan Hinduizm, Budizm ve Jainizm gibi dinler, günümüzde de dünyanın en önemli dinlerinden bazılarıdır. Hint uygarlığının en önemli katkıları şunlardır:

  • Felsefe: Hint felsefesi, dünyanın en eski ve en zengin felsefi geleneklerinden biridir. Bu gelenekte, Vedalar, Upanişadlar ve Bhagavad Gita gibi önemli metinler yer alır.
  • Din: Hint uygarlığı, Hinduizm, Budizm ve Jainizm gibi önemli dinlerin doğduğu yerdir. Bu dinler, günümüzde de dünyanın en önemli dinlerinden bazılarıdır.
  • Sanat: Hint sanatı, heykel, resim, müzik ve dans gibi birçok alanda önemli gelişmeler göstermiştir. Bu sanat, Hint kültürünün önemli bir parçasıdır.
  • Mimari: Hint mimarisi, tapınaklar, saraylar ve kaleler gibi yapılarla öne çıkmıştır. Bu mimari, Hint kültürünün önemli bir parçasıdır.
  • Bilim: Hint bilimi, astronomi, matematik ve tıp gibi alanlarda önemli gelişmeler göstermiştir. Bu bilim, Hint uygarlığının diğer uygarlıklarla olan etkileşimini sağlamıştır.

Hint uygarlığı, günümüzde de Hindistan'ın kültürünü ve yaşam tarzını önemli ölçüde etkilemektedir.

Kaynak: haber merkezi