Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Diyetisyeni Doç. Dr. Derya Hopancı Bıçaklı, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, kanser tedavisinde beslenmenin yalnızca destekleyici değil, doğrudan iyileşme sürecine etki eden kritik bir unsur olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Bıçaklı, beslenmenin, tanı öncesinden tedavi sürecine ve iyileşme dönemine kadar kanserle mücadelenin her aşamasında hayati rol oynadığını kaydetti.
Akdeniz diyetinin kritik önemi
Kanserden korunmada en etkili yöntemlerden birinin dengeli ve sağlıklı bir beslenme olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bıçaklı, özellikle Akdeniz diyetinin bu süreçte ön plana çıktığını ifade etti. Balık, zeytinyağlı sebzeler, tam tahıllar, meyveler ve fermente süt ürünlerinin yer aldığı bu modelin, hem hastalık öncesi koruyucu hem de tedavi sonrası iyileştirici özellik taşıdığına dikkat çekti.
Tedavi gören hastaların özellikle sıvı tüketimine dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Bıçaklı, kemoterapi süreçlerinde su ihtiyacının artabileceğini belirtti. Günde en az 1,5-2 litre su tüketiminin şart olduğunu aktararak, içecekler sıvı ihtiyacına katkı sağlasa da, suyun yerinin ayrı olduğunu iletti.
Düzenli beslenme şart
Beslenmenin yaşam tarzı ile doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bıçaklı, özellikle kızartılmış, yanmış, hijyeni düşük gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Taze ve doğal besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Bıçaklı, bayat baharatların taşıdığı aflatoksin riskine de değindi. Alkol, tütün ve obezitenin kanserle güçlü ilişkisine işaret eden Doç. Dr. Bıçaklı, özellikle ailesel yatkınlığı olan bireylerde sağlıklı kilo aralığının korunmasının önemine vurgu yaptı.
İyileşme süreciyle doğrudan ilişkili
Hastaların yüzde 60’ının tedavi sürecinde en az bir operasyon geçirdiğini söyleyen Doç. Dr. Bıçaklı, ameliyat öncesi ve sonrası beslenme desteğinin tedavi başarısında belirleyici olduğunu belirtti. Malnütrisyonun (beslenme yetersizliği) organ fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini ve iyileşmeyi geciktirdiğini ifade etti.
Kemoterapi ve radyoterapinin uygulandığı bölgeye göre hastalarda değişen beslenme bozuklukları görüldüğünü belirten Doç. Dr. Bıçaklı, özellikle baş-boyun bölgesine radyoterapi alan hastalarda çiğneme ve yutma sorunlarının yaygın olduğunu söyledi. Bu nedenle kişiye özel beslenme planlarının oluşturulmasının önemini vurguladı.
Kas kaybı iyileşme sürecini zorlaştırıyor
Kanser tedavisi sırasında yaşanan kas kaybının bağışıklığı düşürdüğünü, iyileşmeyi geciktirdiğini kaydeden Doç. Dr. Bıçaklı, protein alımı kadar egzersizin de önemli olduğunu aktararak, yeterli gıda alamayan hastalarda takviye ürünlerle beslenmenin desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.
Bilgi kirliliğine dikkat
Beslenme konusunda bilgi kirliliğine karşı uyarılarda bulunan Doç. Dr. Bıçaklı, doğru bilgiye ulaşmak için mutlaka bir onkoloji diyetisyenine danışılması gerektiğini belirterek, bilinçsizce yapılan kısıtlamaların tedaviyi olumsuz etkilediğini söyledi. Tedavi süreci sona erdikten sonra da beslenme düzeninin korunması gerektiğini belirten Doç. Dr. Bıçaklı, Akdeniz diyetinin sağlıklı yaşam için sürdürülebilir bir model olduğunu vurguladı. Egzersizle desteklenen beslenmenin, yaşam kalitesini artırdığını ve hastalığın tekrarlanma riskini azalttığını sözlerine ekledi.