Eğitim-İş İzmir şubeleri, Milli Eğitim Bakanlığı'nın “proje okulu” uygulamasına sert bir dille karşı çıktı. Bergama’da düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş İzmir 7 No’lu Şube Bergama Temsilcilik Başkanı Sezin Serter, söz konusu uygulamanın “liyakatı yok sayan bir kadrolaşma operasyonu” olduğunu vurguladı.
Basın açıklamasında, binlerce öğretmenin hiçbir objektif kriter olmaksızın görev yerlerinden alındığına dikkat çekildi. Serter, “20 bini aşkın öğretmen, tek bir gerekçe dahi gösterilmeden, gece yarısı operasyonlarıyla yerlerinden edildi. Yerlerine hangi kıstaslara göre atama yapıldığı ise açıklanmadı,” ifadelerini kullandı.
'Sistematik bir darbe'
Proje okulu uygulamasının sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda eğitim sistemine yönelen sistematik bir darbe olduğunu belirten Serter, atamalarda hukukun açıkça hiçe sayıldığını savundu.
Özellikle Bergama’daki YKP Fen Lisesi’ne yapılan müdür atamasına dikkat çeken Serter, liyakat sahibi adaylar varken aynı kişinin görevde tutulmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Bu koltuklar belirli odakların keyfi tasarrufu için mi tahsis ediliyor?” diye sordu.
“Hukuksuzluğun altına imza atıyor”
Serter açıklamasında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın sendikal tercihler ve siyasi görüşler doğrultusunda öğretmenleri fişlediğini ve ayrımcılık yaptığını öne sürdü. “Anayasa’ya, yasalara ve mahkeme kararlarına rağmen sürdürülen bu uygulamalar açıkça suça davetiye çıkarıyor,” dedi.
Danıştay kararlarına rağmen keyfi atamalarda ısrar eden Bakanlığa seslenen Serter, “Kamu yönetimi sizin ideolojik oyuncağınız değildir,” diyerek tepki gösterdi.
“Sessiz kalmayacağız, direneceğiz”
Eğitim-İş Bergama Temsilciliği olarak bu hukuksuzluklara boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Serter, mücadeleyi her okulda sürdüreceklerini belirtti. "Bu sadece öğretmenlerin değil, öğrencilerin ve toplumun geleceği için verilen bir mücadeledir," dedi.
Velilere, öğrencilere ve kamuoyuna da çağrıda bulunan Eğitim-İş, laik, çağdaş ve adil bir eğitim sistemi için birlikte mücadele etme çağrısı yaptı.
Serter sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Okullar tarikatların arka bahçesi, öğretmenler iktidarın memuru, çocuklarımız siyasi projelerin piyonu değildir. Bu ülkenin hâlâ mücadele eden, direnen, örgütlü ve Cumhuriyetçi öğretmenleri var. Ve biz buradayız!”
