Elektrikli araçların hayatımıza hızla girdiği bu dönemde, kritik altyapı yatırımları da aynı hızda ilerliyor. Elektrikli araç şarj istasyonları sektöründeki gelişmeler, bu dönüşümün önünü açarak Türkiye’nin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. 2030 yılı itibarıyla Türkiye'de 1 milyon 300 bin elektrikli aracın yollarda olması bekleniyor.
Şarj İstasyonları Elektrikli Araçlardan Daha Hızlı Büyüyor
Elektrikli araçlara geçişte en büyük zorluklardan biri, yeterli şarj altyapısının oluşturulması olarak görülüyor. Türkiye’nin bu alandaki önemli oyuncularından biri olan Astor Enerji’nin iştiraki Astor Şarj, ülke genelinde 200 yüksek hızlı şarj istasyonuna ulaşarak bu dönüşüme katkıda bulunuyor. Son olarak Ankara’da bir alışveriş merkezine kurulan yeni istasyon, aynı anda 16 elektrikli aracı şarj edebilecek kapasitede.
Astor Şarj İş Geliştirme Müdürü Gökhan Eraslan, elektrikli araçların hızla yaygınlaştığını ve 2024 yılında elektrikli araç satışlarının önceki yıla göre iki kattan fazla arttığını belirtti. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) verilerine göre, Türkiye’de kasım ayı itibarıyla 167 bin elektrikli araç bulunuyor ve yıl sonunda bu rakamın 180 bine ulaşması bekleniyor.
Türkiye Avrupa'da Öne Çıkıyor
Eraslan, Türkiye’nin elektrikli araç şarj altyapısında Avrupa standartlarını yakaladığını vurguladı. Şu anda Türkiye, araç başına düşen DC hızlı şarj soketi sayısı bakımından Avrupa’nın en iyileri arasında yer alıyor. Bu durum, Türk halkının elektrikli araç kullanımına daha güvenle yaklaşmasını sağlıyor. Ayrıca, test sürüşleri ve kullanıcı deneyimlerinin elektrikli araçlara yönelik önyargıları kırmada etkili olduğu ifade ediliyor.
Hızlı Şarj ile “Kahve Molası” Süresinde Yolculuk
Astor Şarj, şarj sürelerini minimuma indirerek kullanıcıların yolculuklarına kısa sürede devam etmesini sağlıyor. Yüksek güçlü DC şarj üniteleri sayesinde araçlar, %20’den %80’e yalnızca 25 dakikada şarj olabiliyor. Bu süre, yolculuk sırasında verilen bir kahve molasına denk geliyor.
Eraslan, şarj hızının elektrikli araç kullanımında kritik bir faktör olduğuna dikkat çekerek, "En önemli konulardan biri araçların şarj alabilme kapasiteleri. Türkiye genelinde 597 soketimizin yüzde 75'ini DC olarak konumlandırdık. Bu çok kıymetli. Ne demek? Müşterilerimiz yüzde 20 şarjdan, yüzde 80 şarja 25 dakika ulaşıp konforlu olarak yolculuklarına devam edebiliyorlar. En önemli özelliğimiz ortalama soket güçlerimizin rakiplerimize nazaran çok daha yüksek oluşu. Temel odak noktamız, özellikle şehirler arası yollarda yolculuk yapan müşterilerimizin en hızlı şekilde araçlarını şarj ederek, şarjda geçirmiş oldukları süreyi kahve molası, dinlenme olarak görüp yola devam edebilmeleri.
Şarj hızınız ne kadar fazlaysa ve araçlarınız ne kadar hızlı şarj edebiliyorsanız menzil konusu o kadar sizin için problem olmaktan çıkıyor. Gördüğümüz en önemli eksiklik yüksek hızlı şarj istasyonlarıydı ve tüm yatırımlarımızı buna göre yapıyoruz. Şu an 300 kilovatlık şarj üniteleri kullanıyoruz. Bunları ileride artırmayı planlıyoruz. Çünkü araçların şarj alma kapasiteleri arttıkça ve güçlü cihazlarda şarj edebilme imkanı oldukça şarj süreleri kısalacak. Biz de tüm yatırımımızı, stratejimizi bunun üzerine kurguluyoruz" dedi.
Geleceğe Yatırım Planları
Astor Şarj, 2025 yılı sonuna kadar Türkiye’deki tüm illerde hizmet sunmayı ve her 200 kilometrede bir şarj istasyonu erişimi sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, elektrik altyapısının bu büyümeye uyumlu şekilde geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Eraslan, sektörün 2030 yılına kadar büyümeye devam edeceğini ve Türkiye’nin bu alanda öncü ülkelerden biri olacağını ifade etti.
Elektrikli araçların hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, şarj istasyonlarının bu dönüşümdeki rolü giderek daha önemli hale geliyor. Türkiye, bu alandaki yatırımlarıyla elektrikli araçların kullanımını kolaylaştırarak geleceğe emin adımlarla ilerliyor.