Kültür ve sanat etkinliklerin katılmak büyük keyif. Yoğun iş temposu ve yaşam mücadelesi içinde pek çok insanın ihtiyacı. Fakat bunun için iki önemli etken var. Bir tanesi zaman, diğeri ise maddiyat. Ülkemiz şartları içerisinde her ikisini bir araya getirmek gerçekten zor. Bununla ilgili yapılan bir çalışma gerçekleri ortaya koyuyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı Kültür Politikaları Çalışmaları Bölümü, bir yıllık saha araştırmasıyla Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi raporu hazırladı. Bu rapor için ülke genelinde detaylı görüşmeler, odak grup toplantıları ve geniş katılımlı anketler yapıldı.
Ortaya çıkan sonuçlar oldukça şaşırtıcı. Bu rapor için 30 şehirden 157 katılımcıyla toplantılar yapıldı. 406 çevrimiçi anket 1245 katılımcı ile yüz yüze gerçekleştirildi. En büyük sıkıntı, bütçe kaynaklarının sınırlı olması. Belediye temsilcilerin % 61’i, sivil toplum kuruluşlarının ise % 83’ü finansman bulmakta zorlandıklarını ifade etti. STK’lar ayrıca kültür etkinliklerinin programlanmasında söz sahibi olmak istediklerini vurguluyor. Çünkü kültür etkinliklerinin % 91’ini belediyelerin programladığı ortaya çıkmış. Bununla birlikte belediyelerin kültür birimlerinde çalışan yetkililerin çoğunun liyakatli olmaması ayrı bir konu olarak raporda yer almış.
Bu konuda belki biz İzmir olarak biraz şanslıyız. Çünkü belediyelerin gerçekleştirmiş olduğu kültür sanat etkinlikleri kaliteli. Ayrıca kentin önemli iş insanları ve firmaları önemli işlere imza atıyor. İlk aklıma gelenler ise Arkas, Folkart, Yaşar Holding ve buraya sığdıramadığım niceleri…
Burada bahsedilen hususlardan bir tanesi de maddiyat. Hepimiz bir hafta sonunu konserde, sinemada ya da bir tiyatroda geçirmek isteriz. Ancak kaliteli zaman geçirmek ne yazık ki biraz maliyetli. Bugün ortalama bir etkinlik bile o ayki bütçenizi sarsabilir. Hal böyle olunca insan düşünmeden edemiyor. İçinde bulunduğumuz dünyada nefes almak için de buna ihtiyacımız var.
Ayrıca raporda bahsedilen zamanlama kısmı da değinilmesi gereken bir husus. Ağır çalışma şartları ve mesailer insanların bu tür etkinliklere katılımını azaltıyor. Bir de bu zamanın içerisine ulaşımı da eklemek gerekiyor. Bir futbol maçı için ulaşım seferlerine ek yapılıyor iken neden kültür – sanat etkinliği için aynı durum söz konusu değil? Burada da belediyelerin ulaşım ve kültür sanat birimlerinin ortak hareket etmesi lazım.
Sonuçta bu rapor gösteriyor ki eksiklerimiz kolay kolay bitmez. Bize yine düşen kendi etkinliğimizi kendimizin çözmemiz. Bütçemiz kadar eğlenmek, bütçemiz kadar gezmek… Tabii ki bunu yapamayanlar da olacak. Umarım tüm ülkenin yaşam standardının yüksek olduğu bir gelecek bizi beklesin.