Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Temel Eczacılık Bölümü Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bayrı Eraç'ın yürütücülüğünü üstlendiği önemli bir araştırma projesi, TÜBİTAK'tan destek almaya hak kazandı. "Morus nigra L., Salvia tomentosa Mill. ve Salvia dichroantha Stapf. Ekstrelerinin Stenotrophomonas maltophilia ve Acinetobacter baumannii kökenlerinin virülans faktörlerine etkileri" başlıklı proje, antibiyotik direncine karşı doğal çözümler arayışında önemli bir adım olarak görülüyor.

Proje ekibini tebrik etti

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, projeyi yürüten ekibi tebrik ederek, tam akredite ve sağlık temalı bir araştırma üniversitesi olarak sağlık alanında yenilikçi projeler üretmeye devam ettiklerini vurguladı. Hastane kaynaklı enfeksiyonlara neden olan bakterilerin tedavisine yönelik hazırlanan projenin, TÜBİTAK tarafından kabul görmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Budak, Prof. Dr. Eraç ve ekibine başarılar diledi.

Karadut ve adaçayının etkisi

Proje hakkında detaylı bilgi veren Prof. Dr. Bayrı Eraç, antibiyotik direncinin günümüzde tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu ve bu durumun Stenotrophomonas maltophilia ve Acinetobacter baumannii gibi hastane kaynaklı enfeksiyonlara neden olan bakterilerin tedavisinde güçlük yarattığını belirtti. Yeni antibiyotiklerin kullanıma sunulmasında büyük bir yavaşlama yaşandığı bu dönemde, antibiyotik direncini tetiklemeyen alternatif yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Prof. Dr. Eraç, bu kapsamda projelerinde geleneksel ve tamamlayıcı tıpta önemli bir yere sahip olan karadut (Morus nigra L.) meyve özütünün ve iki farklı adaçayı türünün (Salvia tomentosa ve Salvia dichroantha) ekstrelerinin, hastane enfeksiyonuna yol açan mikroorganizmaların hastalık yapıcı faktörleri üzerindeki etkilerini incelemeyi hedeflediklerini açıkladı.

Hastalık oluşturucu mekanizmalar daha iyi anlaşılacak

Prof. Dr. Eraç, karadut, Salvia dichroantha ve S. tomentosa bitkilerinin halk arasında üst solunum yolu enfeksiyonları, boğaz ağrısı ve öksürük gibi rahatsızlıklarda kullanıldığını hatırlattı. Projenin özellikle hastane kaynaklı enfeksiyonların en önemli etkenleri arasında yer alan S. maltophilia ve A. baumannii bakterilerinin hastalık oluşturucu mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasına ve bu mekanizmaları engelleyebilecek stratejilerin geliştirilmesine önemli katkılar sunmasının beklendiğini sözlerine ekledi. 

Muhabir: Canan Kaya