6-8 Ekim 2014'te çıkan sokak eylemlerine ilişkin görülen Kobani Davası'nda, eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, toplam 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kararla ilgili ilk kez açıklama yapan Yüksekdağ, "Kimsenin yüzü düşmesin, yüreği kararmasın. Bugüne kadar yıkamadılar, diz çöktüremediler. Ağır bedellerle, cefalarla beslenen yolumuzdan döndüremediler. Bundan sonra da başaramayacaklar" dedi.
6-8 Ekim olayları davasında karar açıklandı
Kamuoyunda "Kobani" veya "6-8 Ekim olayları" olarak bilinen, 2014 yılında yaşanan protesto ve şiddet olaylarıyla ilgili, aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.
Birçok suçtan yargılandı
Mahkeme, eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'a "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, ancak ceza 19 yıla düşürüldü. Yüksekdağ'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Ayrıca, "Tahrik" suçunu basın yoluyla işlediği gerekçesiyle 4 yıl 6 ay, "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma" nedeniyle 2 yıl ve "Terör örgütü propagandası"ndan 1 yıl 6 ay ceza aldı.
Yüksekdağ en yüksek cezayı alan ikinci isim
Figen Yüksekdağ, Mehmet Tunç'un cenazesinde yaptığı bir başka konuşma nedeniyle 1 yıl 6 ay, seçim yasaklarına aykırı hareket etmekten 3 ay ceza alırken, Van'da yaptığı bir konuşmadan dolayı da 1 yıl 6 ay ceza verildi. Böylece Yüksekdağ, toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı ve Selahattin Demirtaş'tan sonra en yüksek cezayı alan ikinci isim oldu.
'Kimsenin yüreği kararmasın'
Karar sonrası sosyal medya platformu X'teki hesabından paylaşım yapan Yüksekdağ, "Kimsenin yüzü düşmesin, yüreği kararmasın. Bugüne kadar yıkamadılar, diz çöktüremediler. Ağır bedellerle, cefalarla beslenen yolumuzdan döndüremediler. Bundan sonra da başaramayacaklar. Direne direne var olduk. Direne direne kazanacağız. Selam ve sevgilerle" dedi.
'Direnmeye devam edeceğiz'
Yüksekdağ, açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi: "Kobanê Davası'nda rehin tutulduğumuz 8 yıl boyunca halklarımızın, kadınların ve emekçilerin onurunu, özgürlüğünü, adaleti savunduk. Katliamcı, tecavüzcü IŞİD ordusuna ve onun ipini elinde tutanlara, suç ortaklarına karşı toplumsal vicdana, dayanışmaya, büyük insanlığın vatan ve demokratik cumhuriyet idealine yönelik bir saldırıdır. Demokratik siyasetin tasfiye operasyonlarına ve halklarımızın ortak yaşamına, geleceğine dönük her hamleyi boşa çıkarmak için direnmeye devam edeceğiz. Haklılığımızın bilincine, gücüne ve güvenine sarılıyoruz. Halklarımızın da bunlara sarılarak özgürlük yolunda kararlılıkla yürüyeceğine inanıyoruz."