Son dönemde piyasalarda uygulanan fiyat politikaları, marketlerde vatandaşı hem şaşkına çevirdi hem de derin bir çıkmaza sürükledi. Raflardaki fiyat dengesizliği ‘Bu işte bir terslik var!’ dedirtecek kadar arttı. Aynı kategoride yer alan, ya da üretim sürecinde bir arada bulunan ürünler arasındaki uçurum, alım gücünü zorladı. 30’lu yumurta kolisi 2 kilogram pilice; 4 adet boş cam kavanozu, içi dolu 4 adet turşu kavanozuna, 1 kilogram siyah zeytin 5 kilogram zeytinden elde edilen 1 litre zeytinyağına eşit fiyata satılıyor. Bu durum ise sanayi ürünlerindeki fiyat artışına karşın bu ürünlerin içine konulanların neredeyse üreticiden bedava alındığını gösteriyor.Üretim fiyatları ve sanayiye girişlerindeki artış, etiketlere yansıyan zamlar, asıl ürünü değil, ambalajını değerli hale getirdi. Bu durum, üreticiden neredeyse maliyeti olmayan, ham parçalanmış, işlenmiş ürünlerle kıyaslandığında nasıl düşük fiyatlara satılabildiğini gözler önüne seriyor.Vatandaşlar, marketlerde karşılaştıkları bu tabloda şaşkınlığını gizleyemezken, ‘Boş kavanoz, dolusundan pahalı! Zeytinyağı, zeytinden ucuz hale geldi. Bu nasıl iş?’diyerek sosyal medyada tepki gösteriyor. 

Kavanoz

‘Balkonda veya bahçede’

Ekonomistler yaşanan bu durumla ilgili olarak, gıda fiyatlarındaki dengesizliğin arz-talep durumu, lojistik genişleme ve piyasa politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor. Tarımsal ürünlerin üreticiden daha ucuza alındığını belirten Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Sanayi ürünü çok pahalı. Üretimi yapanlar, camı toptan olarak uygun fiyata alırken perakendeci payını koyduğunda fiyatı piyasanın üstüne çıkabiliyor. Altta yatan asıl sebep ise enflasyon yarışı başladığında fiyat yarışının da başlamasıdır. Dolayısıyla bu başlayınca fiyatların önüne geçilemez. Herkes bunu nihai tüketiciye yani vatandaşa yansıtmak ister. Bakkal da market de aracı davatandaşa yansıtır. Sonuç olarak vatandaş en pahalı alan kişi olur” dedi. Enflasyonun düşeceğine psikolojik olarakinanılmadığı sürece bu fiyat yarışının devam edeceğini kaydeden Erkan, “Bu durumda tüketici evde yapmak yerine, marketten hazır alsa daha avantajlı hale geliyor. Ya da üreticiden doğrudan alabilen vatandaşlar, daha uyguna alışveriş yapıyor. Kimisi de balkonunda, bahçesindekendi yetiştirmeye çalışıp daha ucuza da getirme gayretinde” diye konuştu.

Hüsnü Erkan-3

‘Keyfiyet hakim’

Enflasyonun düşeceğine dair psikolojik algının oluşması gerektiğinin altını çizen Hüsnü Erkan, “Fiyatların düşeceğine dair psikolojik algı oluşmadığı sürece bu artışların ve anormalliklerin önüne geçemeyiz. Dolayısıyla ekonomide enflasyonu yaratmak kolay ama onu dizginlemek çok daha zordur. Çünkü yarış başlamıştır ve herkes geride kalmamak için çabalamakta. Burada hiç yarışamayan kişi nihai tüketici ve bütün yansımalar da tüketiciye gösteriliyor. Türkiye'de en pahalı sektör, hizmet sektörü. Çünkü hizmet sektöründe ölçü kalmadı. Herkes kendi kafasına göre fiyat koyuyor. Keyfilik düzeni Türkiye'de egemen. Bunu engellemenin yolu insanların sisteme, düzene, yasaya, kural egemenliğine uymakla olur. Bu bilinç oluşturulmadığı sürece bu kargaşa devam eder” dedi.

Uğur Civelek 1

‘Tutarsızlık geçici’

Fiyatlardaki tutarsızlığın geçici olduğunu belirten Ekonomist Uğur Civelek de piyasadaki fiyat algısıyla ilgili şöyle konuştu: “Herhangi bir gıdayı saklamak için kavanoz aldınız. Onun içine tarımsal ürünün yılda bir, iki defa yapıldığını varsayalım. Belli ki o kavanoz bir yıl önce alınmış. Alan kişi maliyet muhasebesi yaparken aldığı fiyata göre yapmış. Finansal maliyet de eklememiş. Kavanozun içi dâhil içindeki turşuyla beraber fiyatı ortalama 6 ay önceki fiyatlara göre şekillenmiş. O fiyatı görüyorsunuz. Ama şu anda yeni fiyata göre kavanoz fiyatı son üretim maliyetlerine göre fiyatlama yapıldığı için kavanoz fiyatı biraz daha yüksek çıkıyor. Bu ikisi arasındaki çelişki enflasyon dinamiklerinin hala güçlü olduğu yönünde sinyal veriyor. Yumurta konusu da aynı. Bunun sebebi de besicilik maliyetlerinde problem olduğu için kesilen tavuk sayısı çok arttı ve fiyatlar baskılandı. Ama yumurtlayan tavukların sayısı azaldığı için yumurta fiyatları biraz yükselmiş olabilir. Veya ani bir ihracat bağlantısı nedeniyle bir tanesi şişmiş, diğeri eski seviyesinde kalmış olabilir. Yani bu durum kalıcı olmaz. Ne olduğunu zaman gösterir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Filiz Erol