2024 yılında, 79 yaşındaki Nihat Salih’i öldürdükten sonra cesedini parçalara ayırarak çöp konteynerlerine attığı iddia edilen Bilal Dilek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasına çıktı.
Pendik Dumlupınar Mahallesi'nde 27 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleşen olayda, 4 ayrı çöp konteynerinde ceset parçaları bulunmuştu. Emniyet güçlerinin yaptığı incelemeler sonucu, ceset parçalarının Nihat Salih'e ait olduğu tespit edilmişti. Mahalledeki güvenlik kameralarında, sanık Bilal Dilek'in çöp konteynerlerine eşyalar attığı ve evinde balta bulunduğu görülmüştü. Yapılan incelemeler sonrasında Dilek tutuklanmıştı. Dava, Anadolu 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve duruşmaya tutuklu sanık Bilal Dilek ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Sanık, savunmasında Nihat Salih'i 10 yıldır tanıdığını ve ona "Nihat amca" diye hitap ettiğini söyledi. Olaydan önce birlikte yeşil reçeteli ilaç kullandıklarını belirten Dilek, Salih'in bu ilaçları satarak geçindiğini ifade etti. Ayrıca, evdeki baltanın kendisine ait olmadığını ve kimseye ait olduğunu bilmediğini savundu.
Açıklamasında, "Maktulü 10 yıldan beri tanırım. Bir zamanlar bizim eve gelip gidiyordu. Kendisine ‘Nihat amca’ derdim. Onun kaldığı eve misafirliğe gitmedim. Olaydan 2 yıl önce eşim ve çocuklar memleketim Karabük’e gitti. Oturduğum ev kiradır. Arkadaşlarım da eve gelip gidiyordu. Nihat Salih evime geldiğinde başkaca arkadaşlarım oluyordu. Çay içip muhabbet ediyorduk. İkimiz de yeşil reçeteli hap kullanıyorduk. Benim yeşil reçetem var. Onun da yeşil reçetesi vardı ve yeşil reçeteli hap alıyordu. Ben 4 kutu alıyorum, Nihat amca da 4 kutu alıyordu. Nihat amca kendi haplarını bana ve arkadaşlarıma satıyordu. Kendisi yeşil reçeteli hap satarak geçiniyordu" ifadelerini kullandı.
Cinayet iddialarını reddeden Dilek açıklamasında, "Nihat Salih’in ölümü ile ilgili bir bilgim ve alakam yok. Öğle saat 14.00’de kendisini aradım. Evimin arka tarafına geldi. Ben de evin etrafında ki çöpleri, pislikleri temizliyordum. Zeynep G. ablanın evine gittim. Evin etrafındaki pislikleri kucağıma alıp çöpe attım. Çöpe battaniye ya da halı gibi bir şey atmadım. Çöp kovasında çay pisliği ve odun parçaları vardı onu attım. Ben evden çıkıp 150 metre yürüdüm. Çöp kovası gördüm. El, ayak çarpmasın diye kovayı yolun kıyısından alıp içindeki çöpü döktüm. Kovayı da çöpten uzak yere attım. Çünkü dönüşte kovayı alacaktım. Evde bulunan balta bana ait değil, kime ait olduğunu da bilmiyorum. Roman çocukları baltayı alıp gitmişler. Olaydan üç ay önce baltayı almışlar. Evimde bir soba var ve kömür yakarım. Olay günü evimde bulunduğu iddia edilen balta bana ait değil. Kim bırakmış bilmiyorum. Eve kim girdiyse baltayı o koymuştur. Nihat Salih ile hasmım yoktur. Ben Nihat amcanın karşısında sigara bile içmem. Kim öldürdü bilmiyorum. 2018 yılında çocuğu olan kadını kuma olarak aldım. Kumayı alınca eşimle ayrıydım. O kadın da kendi eşine gitti. Saat 12.00’de evime Remzi Ç. ve Ramazan G. geldi. Bunlar geldiğinde Nihat gelmedi. Bunlar da Nihat Salih’ten hap alıyordu. Ben mağdurun parçalanarak öldürülmesini nezarette öğrendim. Maktulü ben öldürmedim. Allah bunu yapanın bin belasını versin. Olaydan bir sene öncesi benim yanıma geliyordu. Olay günü arkadaşlarım geldi ve sentetik uyuşturucu içtik. Nihat Salih ile dışarıda saat 14.00-14.30 gibi buluştuk. O gün eve hiç uğramadım. Olayı kim yapmıştır bilmiyorum" dedi.
Nihat Salih’in kızı Gül Yazıcı, babasına yapılanları şiddetle kınayarak, "Şikayetçiyim, Allah’ından bulsun, ettiği yeminler çarpsın. 79 yaşındaki bir adama bunu hangi vahşi duygularla yapar. Benim babama bu kadar acıyı nasıl yaşattın. Bütün yeminler boşa. Benim şeker gibi babam oranın yerlisiydi. Genel olarak herkes tanırdı. Babamın yeşil reçeteli bir ilaç kullandığını bilmiyorum. Babama bu zamana kadar çocuğu olarak bunlardan uzak durmasını söyledik. Ben sadece babamı, kardeşimi ziyarete gidiyordum. Allah ıslah etsin. Bu yaptığı yanına kalmayacak. İnsan nasıl kıyıp da bunu yapabilir. Babam çok yaşlıydı. Bunlara hep ekmek verdi. Önce Allah’a sonra size güveniyoruz. Pişman olduysa da hiç saklamasın itiraf etsin" şeklinde konuştu.
Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 22 Mayıs 2025'e erteledi.