Olay, 21 Şubat’ta Alsancak Kültür Mahallesi Ali Çetinkaya Bulvarı’nda bulunan bir apartmanda gerçekleşti. Diş hekimi Mehmet Emrah Düşmez’in evine gelen ve aralarında geçmişten husumet bulunan Mustafa Ercan ile tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Ercan, yanında getirdiği t*banca ile Düşmez’in başına ateş etti. C*nayetin ardından Düşmez’in cep telefonunu alarak kanlar içindeki görüntüsünü çeken s*ldırgan, bu görüntüyü annesine gönderip olay yerinden kaçtı.

Durumun polise bildirilmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Düşmez’i ağır yaralı olarak Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan diş hekimi, memleketi Elazığ’a götürülerek Harput Aile Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Olayın ardından geniş çaplı bir soruşturma başlatan polis ekipleri, kaçan şüpheli Mustafa Ercan’ı aynı gün yakaladı. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, Ercan’ın s*ldırının ardından bir süre sokakta yürüdüğü, ardından bir taksiye bindiği tespit edildi. Gözaltına alınan şüpheli, ifadesinde Düşmez ile geçmişte ortak iş yaptıklarını ancak kendisini dolandırdığını iddia etti. Ayrıca, eski eşiyle evliliğinden olan iki çocuğun babasının Düşmez olduğunu DNA testi ile öğrendiğini öne sürerek bu nedenle cinayeti işlediğini savundu.

Ercan, “Ona olan öfkemi kontrol edemedim. C*nayetin ardından hırsımı alamayıp görüntüsünü çektim ve annesine gönderdim” şeklinde konuştu. İfadesinin ardından mahkemeye sevk edilen zanlı, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Cinayetin ardından konuşan Mehmet Emrah Düşmez’in annesi Aysel Düşmez, Mustafa Ercan’ın verdiği ifadenin tamamen gerçek dışı olduğunu vurguladı. "Bu, vahşice işlenmiş bir cinayettir. Katilin söyledikleri ise suçun yönünü değiştirmek için uydurulmuş yalanlardan ibarettir" diyen anne Düşmez, şu açıklamayı yaptı:

"Vahşice işlenen cinayetin altında farklı bir neden aranmamalı. Kötü ruhlu bir insanın işlediği ve bir kişinin hayatına, itibarına ve gençliğine mal olan bir eylem olarak değerlendirmek gerek. Mustafa Ercan ifadesinde, önce 'alacak meselesi' dedi. Sonra konu, DNA yalanıyla yön değiştirdi. Her şeyden önce cinayeti işleyen katilin normal bir davranış içerisinde olmadığı, eylemi gerçekleştirdikten sonra videoyu bana göndermesiyle de net olarak anlaşılmalı. Tam bir ruh hastası tavrıyla gerçekleşen bu cinayetin, bir madde bağımlısının ya da şizofren yapıda olan birinin düşünce haliyle yapıldığını kamuoyunun malumudur. Şunu rahatlıkla ve içtenlikle söyleyebiliriz ki DNA olayı tamamen bir uydurma. Konunun belgeleri ise gerekli tetkikler sonrasında kamuoyu ile paylaşılacak. Ne çocuklarının babası rahmetli oğlumdur ne de karşı tarafa borcu olan oğlumdur. Her yönüyle mağdur olan taraf ailemizken, işlenen suç farklı bir noktaya kaydırıldı. Kısa süre sonra sizlere konunun tam nedenini ve hangi saiklerle c*nayetin işlendiğini aktaracağız"