Sinemanın büyülü dünyası, bazen perdelerin arkasında gizli kalan sırlarla doludur. İzleyiciyi etkileyen filmlerden biri de "Gelin Kız". Ancak, bu filmle ilgili çekim yerinin neresi olduğu ve hangi oyuncuların yer aldığına dair pek az bilgi bulunmaktadır. Peki, gerçekten de bu film nerede çekildi ve kimler başrollerde yer aldı? Bu soruların cevapları için bu detaylı araştırmaya katılın ve sırlarla dolu perde arkasında bir yolculuğa çıkalım.
Gelin Kız Türk filmi nerede çekildi?
"Gelin Kız" filminin yönetmen yardımcısı Erdoğan Avcı, yapımdaki çekimlerin Antalya'nın Korkuteli ilçesinde gerçekleştiğini belirtti. Hikaye, küçük bir obada yaşayan ve çobanlık yapan Yusuf (Tugay Toksöz) ile beyin kızı Maviş'in aşkını konu ediniyor. Yusuf, sözüne güvenilen bir gençtir ve kalbini başka bir obadan gelen bir beyin kızına kaptırmıştır. Ancak kendini değersiz hisseder ve içten içe, çobanlık yapan birine kız verilmez düşüncesiyle üzülmektedir. Sevgisini obadaki bir dostuna açar. Dostu, Yusuf'un cesur biri olduğunu ve beyin kızını alacağını söyler. Yusuf, ailesini de yanına alarak kızı istemeye gider. Ancak Maviş'e aşık olan başka bir beyin oğlu vardır. Yusuf, sevdiği kıza kavuşur ancak rakibi Seyyit, Maviş'i elde etmek için her türlü yolu denemeye devam eder.
Gelin Kız oyuncuları kimler?
- Arzu Okay
- Tugay Tokgöz
- Erol Taş
- Ahmet Mekin
- Aliye Rona
- Bilal İnci
- Ahmet Danyal Topatan
- Mehmet Büyügüngör
- Talia Saltı
Gelin Kız ne zaman çekildi?
"Gelin Kız" adlı Türk dram filminde Tugay Toksöz ve Arzu Okay'ın başrollerini paylaştı, film 1971 yılında seyircilerle buluştu.
Gelin Kız konusu ne?
Kırsal bir bölgede, bir köy obasında huzurlu bir yaşam sürdüren bir çoban bulunmaktadır. Bu çoban, cesareti ve dürüstlüğüyle tanınır ve oba sakinleri tarafından sevgiyle karşılanır. Oba ağasının da gözdesidir. Günlük işleri arasında sürülerle ilgilenen bu alçakgönüllü çoban, bir gün melankolik bir ezgi çalmaya başlar ve bu ezgiyi duyanlar arasında hüzün yayılır. Uzaktan geçmekte olan oba ağası, sesin kaynağını öğrenmek için çobanın yanına gider ve neden bu kadar üzgün olduğunu sorar, onun değerli ve dürüst bir insan olduğunu hatırlatır. Çoban, rüyasında mavi gözlü bir kıza âşık olduğunu görmüş ve bu sevgiyi derinden hissetmiştir. İlk başta bu durumu ağaya anlatmak istemez ancak ağanın ısrarıyla rüyasını ve sevdiği kızı anlatır. Ağa, çobanın üzüntüsüne dayanamaz ve sevdiği çoban için kızı alacağını söyler. Düğün günü gelir çatar, gelin, çevresindeki kalabalıkla birlikte devesinin üzerinde neşeyle gelir. Çobanın yüzünde ise mutluluk açıkça okunur. Düğün coşkuyla sona erer ve gelin ile damadın evet demesiyle birlikte resmiyet kazanır. Ağa, çobanı bir kez daha mutsuz görmek istemediğini belirtir. Çoban ise ağaya minnettarlık duyar ve artık bu mutluluğun ardından üzebilecek bir şeyin kalmadığını düşünür. Evlilikleri mutlu bir şekilde devam ederken bir gün Maviş, şelale kenarında su doldururken ağa oğlunun izlediğini fark eder. Kadın hızla uzaklaşmaya çalışır ancak ağa oğlu ona su döker. Kadın, hemen oradan uzaklaşır. Ağa oğlu ise Maviş'e daha da âşık olmuştur. Köyde çalışan yaşlı bir kadın, Maviş'in aklını çelmek için altın karşılığında yardım ister. İkilinin planladığı kirli oyunlar ve yalanlarla karşı karşıya kalan çiftin, birbirlerine karşı durmaları gerekmektedir.