Hazırlayan: İzmir Müftülüğü Vaizesi Fatma Özmen Ergen
Ayet-i Kerime
"Biz sana onların (Ashab-ı Kehf’in) başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar Rablerine inanmış gençlerdi; biz de onların hidayetini arttırdık. Onların yüreklerini güçlendirdik de (haksızların karşısında) ayağa kalkıp şöyle dediler: Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; Ondan başka hiçbir tanrıya asla ibadet etmeyiz. Aksi takdirde saçma sapan bir şey söylemiş oluruz." (Kehf, 18/13-14)
Hadis-i Şerif
Sehl b. Sa'd (r.a.) şöyle anlatıyor: Resûlullah'a (s.a.s.) içecek bir şey getirilmişti, ondan içti. Bu sırada sağında bir delikanlı, solunda ise ashâbın büyükleri oturuyordu. Resûlullah (ikrama sağdan başlamak için dönünce delikanlıyı gördü ve ona) "Bunu önce büyüklere verebilir miyim?" diye sordu. Delikanlı "Hayır, vallahi olmaz ya Resûlallah. Senden hemen sonra aynı kaptan içme imtiyazını kimseye veremem." dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.s.) kabı delikanlının eline verdi. (Buhârî, Şirb ve'l-musâkât, 1, 10; Müslim, Eşribe, 127)
Dua
Başarım, Allah’ın yardımına bağlıdır. Yalnız O’na dayanıyor ve O’na yöneliyorum. (Hûd, 11/88)
Sohbet
Rekabetçi yapılarıyla toplumun ilim, sanat, fen, teknoloji ve sporda sürekli gelişmesinin adeta teminatlarıdırlar. Hataya düşme korkusundan uzak, önyargısız, berrak zihinleriyle cesurca adımlar atmak onların en mühim özelliklerindendir.
Ruh dünyaları ve enerjileriyle insanlığın hayrı için birçok icraatla gündeme gelmeye layık olan gençlerimizin vurdumduymazlık, saygısızlık ve kurallara aykırı davranışlarla anılmaları onlara yapılacak en büyük haksızlıktır. Kendilerine imkân verildiğinde, değerli oldukları hissettirildiğinde, rıza-i Bârî için ibadet şuuruyla gayret eden Fatih Sultan Mehmet gibi fetihleri çağlara başlangıç olacak fatihleri, 15 Temmuz gecesi bağımsızlık için şehadete koşanlar gibi yiğitleri görebileceğiz.
Nefislerinin onları sürekli günahlara çekmek istediği, bunları yapabilecek imkâna sahip olduğu halde, sırf Allah'tan korkarak ve O'nun rızasını umarak bir günahı terk eden ve Rabbine ibadetle yetişen genç Allah nazarında o kadar değerlidir ki Rabbimiz onu, kendi himayesinden başka hiçbir himayenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet günü arşının gölgesinde koruyacağını vaat etmektedir (Buhârî, Ezân, 36; Müslim, Zekât, 91).
Tarih boyunca İslam davasının öncüleri, hep gençler olmuştur. Tek başına ümmet olan Hz. İbrahim (a.s.), iffet timsali Hz. Yusuf (a.s.), Rabblerine inanmış ve hidayetleri artırılan genç mağara arkadaşları... Hz. Peygamber'i (s.a.s.) ilk vahiy sonrası yalnız bırakmayan gençlerin imana daha yakın olduklarını, desteklediklerini, yaşlı müşriklerin ise inkarda direndiklerini ve Peygamberimizi reddettiklerini müşahede ediyoruz. Asr-ı saadetin ilk yıllarında gençler, 17 yaşındaki Erkam'ın evinde toplanmış ve ilk inen ayetleri orada öğrenmişlerdi. Habeşistan'a hicret eden Müslümanların lideri, 19 yaşında Müslüman olan Cafer Tayyâr'dı. Medine'ye Kur'an öğretmeni olarak gönderilen Mus'ab b. Umeyr müşrik ana babasının baskılarına göğüs gerip, zenginliği elinin tersiyle iterek Resûlullah'ın (s.a.s.) saflarına katıldığında genç ve yakışıklı bir delikanlıydı. Üsâme b. Zeyd Peygamberimizin (s.a.s.) vefatından kısa bir süre önce İslam ordusuna bizzat komutan olarak tayin ettiği 18 yaşında siyahi bir gençti. Kur'an-ı Kerim'in bize kadar ulaşmasında etkin rol üstlenen genç bir sahabi Zeyd b. Sâbit. Çünkü gençlik gelecek, gelecekse umut doludur.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi sahiplenmeli, onları yargılamadan, anlamaya ve empati kurmaya çalışarak dinlemeliyiz. Onlara değer verip güvenmeli, yeteneklerine göre sorumluluklar yüklemeli, hata yapmalarına fırsat verip özgüvenlerini kazanmalarını sağlamalıyız. Yaptıkları her hatada onları azarlamak ve eleştirmek yoluna değil, hatalarından ders alabilmelerini onlara sağlayacak fırsatlar bulma yoluna gitmeliyiz.
Fetva
Kendisine dünür gidilip de karar aşamasında olan ya da söz kesilen bir kadına bir başkası evlilik teklifinde bulunabilir mi?
Nişanlı olan çift arasında nikah gerçekleşmemiş ise, bu nişan bozulmadıkça veya erkek tarafı söz konusu nişanlı kızla artık ilgilerinin kalmadığı ve herhangi bir kimsenin buna talip olmalarına karşı çıkmayacakları zımnen de olsa anlaşılmadıkça başka bir Müslümanın bu kıza talip olması mekruh kabul edilmektedir. Nitekim konu ile ilgili hadiste de bu davranış kesin bir dille yasaklanmıştır (Buhârî, Nikâh 46; Müslim, Nikâh, 6). Aksi yönde davranış erkek tarafına haksızlık ve hakaret sayılabileceğinden taraflar arasında husumete sebep olabilir (Şâfiî, el-Ümm, VI, 106-109; İbn Kudâme, el-Muğnî, IX, 567; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, V, 221).
Dinen sakıncalı ve günah bir davranış olmakla birlikte bu duyarlılığa dikkat etmeden devreye giren ikinci kişilerle yapılan nikâh geçerlidir.
Not: Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından derlenmiştir.