14 Mart Tıp Bayramı kapsamında yaşadıkları şiddeti, ağır çalışma koşullarını ve düşük ücret politikalarına tepki göstermek adına 81 ilde eş zamanlı olarak 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştiren sağlık çalışanları, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Hekimlere uygulanan şiddeti ve aile hekimlerine yönelik ‘Eziyet Yönetmeliği’ni hatırlatan sağlıkçılar, sağlık sisteminin düzeltilmesi çağrısının yanı sıra Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nu ise istifaya davet etti.
“Onurumuz ayaklar altında”
İzmir Tabip Odası ve sağlık sendikalarının düzenlediği 14 Mart Tıp Bayramı Hekim Yürüyüşü’nün ardından Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan sağlık sendikası yönetimleri ve sağlık çalışanları, yaşadıkları şiddetin ve adaletsizliğin son bulmasını istedi. Tüm çalışanlar adına basın açıklamasını okuyan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Muhteber Çolak, meslek onurlarının ayaklar altına alındığını kaydetti. Çolak, “Bu 14 Mart’ta biz hekimler ve tüm sağlık emekçileri; meslek onurumuz ve halkın sağlığı için bir aradayız. Ayaklar altında olan sadece meslek onurumuz değil, aynı zamanda, halkın nitelikli sağlık hizmetine erişme hakkı, herkese eşit ve ücretsiz sağlık hizmet hakkı, gerekli olan tüm tıbbi ilaç ve malzemeyi temin edebilme hakkı, bir hekimin “100. hastası olmama” hakkı, tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çağdaş, nitelikli, yeterli muayene sürelerinde, şiddetsiz-güvenli binalarda ve ortamlarda çalışma hakkı, ek ödeme ile değil; her ay düzenli tek ödeme ile refah içinde geçinebilme hakkı, geçici görevlerle oradan oraya savrularak idarelerin elinde “oyuncak olmama” hakkı, halkın ihtiyacı olan tedaviyi baskısız ve koşulsuz uygulayabilme hakkı, hekimin reçetesine dokundurmama hakkı, yıldırıcı ve işlevsiz yönetmeliklerle değil hekimlik ve sağlık iş kolunu koruyan kanunlarla mesleğini uygulama hakkı da ayaklar altındadır. Bu haklar siyasi otoritelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için maalesef hunharca çiğnenmektedir” dedi.
“Düzene mahkum edildik”
Birinci basamak sağlık hizmetleri ve aile hekimliğinin tehlike altında olduğunu belirten Çolak, “Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık sisteminin temel taşıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlü olması, hastalıkların önlenmesi ve sağlık harcamalarının azaltılması açısından kritik öneme sahiptir. Ancak mevcut sağlık politikaları, birinci basamağı giderek zayıflatmakta, aile hekimlerini ve aile sağlığı çalışanlarını güvencesiz ve sürdürülemez bir çalışma düzenine mahkum etmektedir. Özellikle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği, sağlık çalışanlarını baskı altına alan, cezalandırıcı ve iş güvencesini tehdit eden düzenlemeler içeriyor. Aile hekimlerine dayatılan angarya işler, artan hasta yükü ve reçeteye müdahale, gelmeyen hasta sebebiyle kesilen cezalar, subjektif hasta memnuniyeti nitelikli sağlık hizmeti sunumunu zorlaştırmaktadır. Hekimlerimiz tüm giderlerini kendileri karşılayarak aile sağlığı merkezlerini ayakta tutmaya çalışıyor. Ve sonuçta karşılığında ne mi var koskoca bir HİÇ, memnuniyetsiz bir hasta profili, şiddet, idari cezalar, rapor-izin-gelmeyen hasta nedeniyle kesilerek kuşa dönmüş bir MAAŞ. Bizim taleplerimiz net; sağlıkta şiddeti önleyici etkin yasalar çıkarılmalı ve güvenli çalışma ortamları sağlanmalıdır. Performansa dayalı, bölünmüş ödeme sistemi yerine tek kalemde,emekliliğe tamamı yansıyan güvenceli maaş getirilmelidir. Aile Hekimliği Yönetmeliği geri çekilmeli, çalışanların haklarını koruyacak yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmalıdır. Çalışma koşullarımız iyileştirilmeli, sağlık çalışanları üzerindeki iş yükü azaltılmalıdır. Aile hekimlikleri kamu binalarında yer almalı, şahsa ait, güvenliksiz, denetimleri eksik binalarda sağlık hizmeti verilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“Mesleği ‘ilaç yazdırma’ya indirgediler”
Halkın sağlığını ve hekimlik mesleğinin onurunu düşünen bir sistem olmadığını kaydeden Çolak, “Halkımızın sağlığını ve meslek onurumuzu bizlerden başka düşünen bir sistem maalesef yoktur. Bırakın bu işi biz çözelim! Arapsaçına döndürdüğünüz sağlık sistemimizi biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak akılcı yaklaşımlarla ve bilimin ışığında medeni bir düzeye kavuşturalım. Katsayılara boğduğunuz bordromuz, her ay türlü gerekçelerle kırparak sadaka verir gibi dağıttığınız ek ödemeleriniz, halkı şiddete kışkırtan söylemleriniz, hastalandığımızda rapor bile alamadığımız, her hafta gittiğimiz geçici görevlerle nerede çalıştığımızı unutur hale geldiğimiz, hekimlik mesleğini ‘ilaç yazdırma’ya indirgediğiniz bir sistemle artık çalışmak istemiyoruz” diye konuştu.