Arapça dilinden Türkçeye geçen hilat kelimesi son dönemde vatandaşlar tarafından sıkça aratılmaktadır. Peki Hilat nedir? Hilat giymek ne anlama gelir? Hilat ilk defa hangi Türk devletinde kullanılmıştır?
Hilat nedir?
Hil'at, sözlükte "elbisesini çıkarmak, üzerinden çıkardığı elbiseyi başkasına vermek" anlamına gelen hal kökünden türemiş bir terimdir. Terim olarak ise halifeler ve hükümdarlar tarafından devlet adamlarına ve bazı kişilere taltif etmek ve şereflendirmek amacıyla giydirilen değerli elbiseyi ifade eder. Hil'at, genellikle dârüttırâzlarda sanatkârâne sırma işlemelerle süslenmiş, hükümdarın isim veya alâmetini taşıyan kaftanlar (tırâz) şeklindeydi. Bu elbiseler hükümdar tarafından taltif amacıyla birine hediye edildiğinde hil'at adını alırdı. Hil'atin çoğul şekli olan hila ile teşrîf kelimeleri, memuriyetin mahiyet ve önemine göre başlık, kemer, hamail, kılıç, at, davul, bayrak ve para gibi birtakım hediyeleri de içine alırdı. Hil'at geleneği Türklerde İslâmiyet'i kabullerinden önce de mevcuttu ve muhtemelen Çinliler'den alınmıştı. Çin imparatorları, Türk prenslerine kendi sırtlarından çıkardıkları hil'atleri verirlerdi. Bu geleneğin Eski Yakındoğu kültürlerinden geldiği ileri sürülmektedir. Mısır Firavunlar döneminde de benzer bir geleneğin mevcut olduğu anlaşılmakta, Firavunlar özel entariler giydirerek şeref ve otoriteyi vurgulamışlardır. Abbâsîler döneminde hil'at geleneğinin resmen başladığı kabul edilir. Ancak bu konuda farklı görüşler de vardır; bazıları Emevîler ile başlatırken, bazıları ise İslâm öncesi dönemlere kadar uzanabileceğini savunur. Hil'at verilmesi, belli bir töreni gerektirir ve genellikle büyük önem taşırdı. Hil'at geleneği, Abbâsîler'den sonra diğer İslam devletlerinde de sürdü ve Selçuklular, Fâtımîler, Memlükler gibi birçok devlette önemli bir yer tuttu. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'e Abbâsî Halifesi'nin hil'atler gönderdiği bilinmektedir. Selçuklu sultanları halifeden aldıkları hil'atleri devlet erkânına, vasal hükümdarlara ve özel kişilere verirlerdi. Hil'atler genellikle kıymetli kumaşlardan yapılan, üzerindeki süslemeleri ve rengârenk görünümleriyle dikkat çeken elbiselerdi. Selçuklu sultanlarının hil'atleri, saltanatın ve otoritenin göstergesi olarak büyük önem taşıyordu. Anadolu Selçukluları döneminde de hil'at geleneği devam etti. Sultanlar tahta çıktıklarında veya belirli olaylar için hil'atlerini yenilerlerdi. Bu geleneğin Anadolu Selçukluları'nda da sürdüğü görülmektedir. Hil'atler sadece Müslümanlara değil, gayri Müslim devlet adamlarına da verilirdi. Hil'at geleneği, devletin otoritesini ve meşruiyetini vurgulayan önemli bir unsurdur. Hil'at geleneği, Osmanlı Devleti'nde de önemli bir yer tutmuştur. Osmanlı'da hil'at, padişahlar tarafından devlet adamlarına, bürokratlara, komutanlara ve bazı özel kişilere verilen değerli elbiselerdi. Hil'at, genellikle özel törenlerde ve bayramlarda giydirilirdi ve giyen kişinin statüsünü ve önemini vurgulardı. Osmanlı'da hil'atler, çeşitli kumaşlardan yapılan ve zengin süslemelerle bezenmiş özel elbiselerdi. Hil'at giyme törenleri büyük bir ihtişamla yapılır, giyilen elbiselerin değeri ve süslemeleri kişinin statüsüne göre değişirdi. Hil'atler, padişahın lütfu ve şerefi olarak kabul edilirdi ve giyen kişiye büyük bir onur ve ayrıcalık verirdi. Osmanlı'da hil'at geleneği, devletin otoritesini ve hükümdarın gücünü vurgulamanın yanı sıra, devlet adamlarının ve bürokratların sadakatini ve hizmetlerini ödüllendirmenin bir yolu olarak da kullanılmıştır. Hil'at giyme törenleri, devletin gücünü ve zenginliğini göstermenin önemli bir aracı olarak kabul edilirdi.