Suriye'de 61 yıldır iktidarda olan Baas rejimi, 27 Kasım'da muhalif güçlerin başlattığı operasyon sonucu yalnızca 12 gün içinde sona erdi. Beşşar Esad rejimine karşı operasyon düzenleyen silahlı muhalifler, başta Halep, İdlib, Hama ve Humus olmak üzere birçok stratejik noktada üstünlük sağlayarak Şam’a kadar ilerledi. Halkın desteğiyle rejimin kontrolü tamamen kaybolurken, Beşşar Esad başkentten kaçtı.

Bu gelişmeler, Suriye tarihindeki önemli bir dönüm noktası olarak kaydedildi. Baas rejiminin çöküşü, bölgede yeni bir dönemin kapılarını araladı. Operasyonun başını çeken Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani ise süreçle ilgili Türk basınına dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

“Türkiye’nin Desteği Kritik Önem Taşıyor”

HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani, Türk basınına verdiği röportajda Türkiye’nin Suriye’nin geleceğinde merkezi bir rol oynadığını vurguladı. Ebu Muhammed el-Culani, "Atacağımız adımlarda Türkiye'nin desteğini mutlaka almamız gerekiyor" diyerek, bölgenin yeniden inşası ve anayasa çalışmalarında Ankara’nın etkili bir partner olacağını belirtti.

Kamera karşısına ilk kez takım elbiseyle çıkan el-Culani, Suriye halkının savaş yorgunu olduğunu ve Esad rejiminden duyduğu bıkkınlığın bu değişim sürecini hızlandırdığını ifade etti. Ayrıca anayasa çalışmalarının sürdüğünü belirterek, "Bir an önce Suriye’yi ayağa kaldırmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

“Sednaya Hapishanesi Müzeye Dönüşebilir”

Ebu Muhammed el-Culani, Sednaya hapishanesindeki insan hakları ihlalleriyle ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Esad rejiminin işkence ve hak ihlallerini uluslararası mahkemelere taşımayı hedeflediklerini belirten el-Culani, "Bu hapishanelerden delil topluyoruz. İşkence yapanların tespit edilmesi için çalışıyoruz. Burayı ileride bir insanlık müzesine dönüştürmeyi planlıyoruz" dedi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve insan hakları kuruluşlarına çağrıda bulunarak, bölgede yargılama süreçlerinin başlatılmasının önemine dikkat çekti. Bu girişimin, Suriye halkının yaşadığı trajedilerin dünya tarafından anlaşılmasına katkı sağlayacağı öngörülüyor.

Yeni Dönemin Dinamikleri

HTŞ’nin liderliğindeki bu yeni süreç, Suriye'deki güç dengelerini tamamen değiştirdi. Türkiye'nin bölgedeki aktif rolü, hem siyasi hem de insani açıdan belirleyici olacak gibi görünüyor. Öte yandan, Suriye Milli Ordusu'nun PKK/YPG’ye karşı gerçekleştirdiği operasyonlar da dikkat çekiyor. Tel Rıfat ve Münbiç gibi önemli bölgeler örgütten temizlenerek Fırat Nehri'nin batısında güvenli bir alan oluşturuldu.

Kaynak: Haber Merkezi