Politico’da yayımlanan habere göre, Baltık Denizi’nde yaşanan art arda sabotaj girişimleri Avrupa’yı ciddi bir güvenlik sınavıyla karşı karşıya bırakıyor.

Finlandiya Sahil Güvenlik Komutan Yardımcısı Ilja Iljin’in başında olduğu ekip, artık yalnızca denizde mahsur kalanları değil, sabotaj için hazırlık yapan gemileri de avlıyor. Iljin ve ekibi, Finlandiya kıyılarında Belçika büyüklüğünde bir alanı kapsayan onlarca radar, kamera, devriye botları ve helikopterlerle sualtı kablolarını koruma görevini sürdürüyor. Ancak, tüm bu çabalara rağmen sabotaj vakaları engellenemiyor.

Son 18 ayda sadece Finlandiya Körfezi’nde iki sabotaj olayı yaşanırken, 2023’ten bu yana Baltık Denizi genelinde en az altı şüpheli sabotaj vakası kaydedildi. Bu olaylarda toplam 11 denizaltı kablosu hedef alındı. Şimdilik bu saldırılar toplumsal işleyişi aksatmasa da, Avrupa’da “ya bir sonraki daha organize ve yıkıcı olursa?” endişesi hızla yayılıyor.

Rusya’nın Gri Alan Taktikleri

Politico’ya konuşan uzmanlara göre Rusya, doğrudan savaş başlatmadan Batı’ya mesaj vermek için bu tür “gri alan” saldırılarını stratejik olarak kullanıyor. Kimliği tam belirlenemeyen ama potansiyel olarak Moskova ile bağlantılı saldırılar, özellikle enerji, iletişim ve güç kablolarını hedef alıyor.

Baltık Denizi’nin ortalama 52 metre, Finlandiya Körfezi’nin ise 38 metre derinliğinde olması, kabloları kolay hedef haline getiriyor. Sabotaj için yüksek teknolojiye gerek yok; bir gemi kaptanını rüşvetle yönlendirip demir atmasını sağlamak bile yeterli. Uzmanlar, kesilen kabloların onarımının ise zaman ve maliyet açısından oldukça zor olduğunu belirtiyor. Onarımlar milyonlarca euroya mal olurken, veri kabloları için iki hafta, enerji kabloları içinse aylar sürebiliyor.

NATO ve AB’den Yeni Önlemler

Politico’ya göre NATO, bu tehdide karşı “Baltic Sentry” adını verdiği yeni bir gözlem ve güvenlik programı başlattı. Bu kapsamda bölgeye fırkateynler, deniz devriye uçakları ve insansız hava araçları konuşlandırılıyor. Avrupa Birliği de 2027’ye kadar denizaltı altyapılarını güçlendirmek için 540 milyon euroluk yatırım planı açıkladı.

AB ayrıca yedek kablo stoğu oluşturmayı, özel onarım gemileri satın almayı ve üye devletlerin bağımsızlığını korumaya yönelik yeni bir hazırlık planı geliştirmeyi hedefliyor.

Hukuki Engeller ve Zorluklar

Ancak uluslararası sularda yasa dışı faaliyet gösteren gemilere müdahale etmek kolay değil. Politico’ya konuşan deniz hukuku uzmanı Sean Pribyl, “Uluslararası hukuk gereği, 12 deniz milinin ötesindeki gemiler ‘masum geçiş hakkına’ sahiptir ve yalnızca kendi bayrak devleti tarafından yargılanabilir” diyerek yasal boşluklara dikkat çekti. Çin bandıralı Yi Peng 3 gemisinin, iki denizaltı kablosunu kesmesine rağmen tam olarak soruşturulamaması bu duruma örnek gösterildi.

Finlandiya ve Baltık Ülkeleri Hazırda

Finlandiya, enerji altyapısını savunmayı ulusal güvenlik stratejisinin parçası haline getirmiş durumda. Estonya ve Litvanya ise kendi karasuları dışında tehdit oluşturan gemilere müdahale etmeyi kolaylaştıracak yasa tasarıları üzerinde çalışıyor. Birleşik Krallık ise yapay zeka destekli analiz sistemleriyle riskli gemileri takip etmeye başladı.

“Bu Yeni Gerçekliğe Uyum Sağlamalıyız”

Finlandiya Sahil Güvenlik Komutan Yardımcısı Iljin, Politico’ya yaptığı açıklamada, “Artık bu altyapıların nerede olduğunu biliyoruz. Hazırlıklıyız ama bu kolay değil. Bazı Rus gemileri transponder cihazlarını manipüle ederek görünmez hale geliyor. Bu da işimizi daha da zorlaştırıyor.” dedi.

Politico’nun analizine göre, Baltık Denizi ve Kuzey Denizi’ndeki denizaltı sabotajları, Avrupa’nın güvenliği için giderek büyüyen bir tehdit haline geliyor. Düşük maliyetli ama yüksek etkili bu saldırılar, Batı dünyasının dayanıklılığını sınarken, yeni bir Soğuk Savaş döneminin deniz altındaki cephesini oluşturuyor.

Kaynak: Haber Merkezi