Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, NASA’nın 2024 yılını kayıtlardaki en sıcak yıl olarak duyurmasına dikkat çekti. NASA’nın analizine göre, 2024 yılında sıcaklıklar, 20. yüzyıl baz dönemine göre 1,28 santigrat derece artış gösterdi. Doç. Dr. Özçelik, “1850-1890 referans dönemine göre sıcaklık artışı 1,5 dereceye ulaştı. Bu, Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen kritik eşiklere ulaşmış olduğumuzu gösteriyor. İklim değişikliği, artık dünya genelinde somut etkileriyle kendini gösteriyor,” dedi.
Küresel Etkiler ve Bölgesel Yansımalar
Doç. Dr. Özçelik, küresel sıcaklık artışlarının El Nino ve La Nina gibi doğal olaylarla birleştiğinde, daha şiddetli iklimsel etkiler yarattığını vurguladı. “Akdeniz’de bu yıl içerisinde sıcaklıkların 30 derecenin üzerine çıktığını gördük. Akdeniz ülkelerinde, özellikle İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye kıyılarında yoğun su baskınları yaşandı. Bu tür aşırı hava olayları, iklim değişikliğinin bölgesel ölçekteki etkilerinin bir göstergesidir,” şeklinde konuştu.
Dünya genelinde yaşanan sıcaklık artışlarının yerel ölçekte de etkilerini artırdığını ifade eden Özçelik, Mekke gibi kurak bölgelerde dahi su baskınlarının yaşandığına dikkat çekti. “Bu durum, iklimsel olayların doğası gereği birbirini tetiklediğini ortaya koyuyor. Sıcak hava dalgaları buharlaşmayı artırırken, bunun sonucu olarak yağışlar ve seller artıyor. Aynı zamanda kuraklık ve orman yangınları da iklim krizinin doğrudan sonuçları arasında,” dedi.
Kentlerin Dayanıklılığı Hayati Önemde
İklim değişikliğiyle mücadelede şehirlerin dayanıklılığının önemine vurgu yapan Doç. Dr. Özçelik, “Kentlerimiz ne kadar dayanıklıysa iklim değişikliği etkilerine karşı o kadar güçlü oluruz. Bu nedenle, şehirlerimizi afetlere karşı daha dirençli hale getirmek için gerekli önlemleri almalıyız. Aksi takdirde, iklimsel afetlerin etkileri daha yıkıcı olacaktır,” şeklinde konuştu.
NASA’nın raporunda, sıcaklık artışlarının Kuzey Kutbu çevresinde yoğunlaştığını, Avrupa, Amerika’nın doğu kesimleri, Afrika’nın kuzeyi ve Asya’nın doğusunda ciddi bir artış görüldüğünü belirten Özçelik, “Bu verilere dayanarak, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek ve uyum sağlamak için daha güçlü adımlar atılmalı,” çağrısında bulundu.