İran, dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip ülkelerinden biri olmasına rağmen, tarihinin en ciddi enerji krizlerinden birini yaşıyor. Ekonomik yaptırımlar, yetersiz altyapı yatırımları ve artan enerji talebi, ülkeyi ekonomik, sosyal ve çevresel alanlarda derin bir çıkmaza sürüklüyor.
Kriz halkın ve ekonominin kalbine dokunuyor
Enerji tedarikindeki aksaklıklar ve sanayi sektöründeki üretim kesintileri, İran ekonomisini milyarlarca dolarlık zarara uğratıyor. Uzmanlar, ülkenin sanayi üretiminde yüzde 30 ila 50 arasında düşüş bekliyor. Elektrik ve doğal gaz kıtlığı yalnızca üretim sektörünü değil, halkın günlük yaşamını ve temel altyapı hizmetlerini de tehdit ediyor. Tarım sektörü, sulama sistemlerinin devre dışı kalması nedeniyle büyük zarar görüyor ve bu da İran’ı daha fazla gıda ithalatına yöneltiyor.
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Caner, enerji krizinin tarım ve sanayi sektörlerinde ciddi kayıplara yol açtığını belirterek, “Sanayide sık yaşanan elektrik kesintileri milyarlarca dolarlık zarara neden oldu. Özellikle enerji yoğun sektörler, çelik ve çimento gibi, bu durumdan ağır şekilde etkilendi. Ayrıca 22 çimento fabrikasının kapandığı bildiriliyor,” dedi.
Enerji kıtlığı ve çevre krizi elele
ABD Deniz Kuvvetleri Lisansüstü Okulu’nda görevli Profesör Brenda Shaffer’a göre İran, yalnızca enerji krizinin değil, aynı zamanda ağır bir çevre krizinin de pençesinde. Shaffer, enerji açığını kapatmak için elektrik santrallerinin ağır yağ kullanmaya başlamasının tehlikeli hava kirliliğine yol açtığını belirtti. "İran sistemik bir enerji krizi yaşıyor. Elektrik, doğal gaz ve rafine ürünlerde eşzamanlı kıtlık var. Bu durum, çevresel olarak da tam bir felakete dönüştü," diye konuştu.
Shaffer ayrıca, enerji sektöründeki yolsuzlukların krizi derinleştirdiğine dikkat çekti: “Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) kontrolündeki enerji sektöründe yolsuzluk, altyapı yatırımlarını engelliyor. Ayrılan fonların büyük kısmı heba ediliyor.”
Enerji ihracatında güvenilirlik sarsılıyor
İran’daki enerji krizinin, ülkenin komşularına yönelik doğal gaz ihracatını da olumsuz etkilediği belirtiliyor. Türkiye, Irak ve Ermenistan’a gaz ihraç etmeye devam eden İran, iç piyasadaki kıtlık nedeniyle güvenilirliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin güçlü gaz depolama altyapısı sayesinde İran’dan kaynaklanabilecek arz kesintilerinden etkilenmediğini ifade etti.
Krizden çıkış yolları ve siyasi engeller
Uzmanlar, İran’daki enerji krizinin çözümünün, yaptırımların kaldırılmasına ve altyapıya yönelik kapsamlı yatırımlara bağlı olduğunu belirtiyor. Ancak bu, İran’ın Batılı ülkelerle yeniden müzakere masasına oturmasını gerektiriyor. Dr. Caner, “İran’ın enerji krizini çözebilmesi için dış politika ve ekonomi alanında radikal değişikliklere gitmesi gerekiyor. Ancak nükleer anlaşmanın askıya alınması ve artan bölgesel gerginlikler, bu süreci zorlaştırıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
İsyan riski ve sürdürülemez durum
Enerji fiyatlarının düşük tutulması, halkı memnun etmeye yönelik bir hükümet politikası olsa da bu durum, sektöre yönelik özel yatırımları imkansız hale getiriyor. Ayrıca sübvanse edilen yakıtın yurtdışına kaçırılması, sorunu daha da büyütüyor. Shaffer’a göre İran’da üretilen yakıtın yüzde 20’si kaçak yollarla komşu ülkelere satılıyor.
Enerji krizinin, İran’ı yalnızca ekonomik olarak değil, sosyal ve çevresel olarak da sürdürülemez bir noktaya sürüklediği açık. Kapsamlı reformlar ve uluslararası işbirliği olmadan, İran için bu durumun içinden çıkılması oldukça güç görünüyor.