19. yüzyıl başlarında doğan Turganyev aslen Tatar Türklerinden gelmektedir. Felsefi ve toplum görüşlerini Almanya'da aldığı eğitim şekillendirir. En ünlü romanı sayılan Babalar ve Oğullar’ı 1862 tarihinde yazmıştır.
Rusça orijinal ismi Babalar ve Çocuklar olan eser birçok yabancı dile ve Türkçeye de Babalar ve Oğullar olarak tercüme edilmiştir. Babalar ve Oğullar figürleri altında iki farklı kuşağın ve fikirlerin karşıtlığı, Rusya tarihi ve Rusya’ya ait kölelik, köylülük, eğitim ve toprak reformu sorunları özelinde işlenmiştir.
Eser Nihilizm felsefesinin ve Bolşevik kökenlerin ilk defa yer aldığı roman olarak da tanımlanmaktadır. Ayrıca ilk modern Rus romanı olarak kabul edilmekle birlikte Turgenyev bu eserinde romantizmden ve birden fazla aşk hikâyesinden kaçamamıştır.
Kendini Nihilist biri olarak gören Bazarov ile Bazarov’un düşüncelerine hayranlık duymakla birlikte onun kadar net ve köşeli fikre sahip olmayan Arkadi (Arkadaşının bu önerisine çok sevinmişti, ama sevincini gizlemesinin uygun olacağını düşünmüştü. Boşuna nihilist değildi!) eserde denklemin “oğullar” tarafını temsil ederler.
Dönemin liberal aydınlarını temsilen Arkadi’nin babası ve amcası ile Bazarov’un babası denklemin “babalar” tarafı olarak resmedilmiştir. İyi yetişmiş, bir çok yabancı dil bilen bu aydın babalar, oğullar karşısında yine de muhafazakâr görünmektedirler. (İnsan prensipleri, kuralları nasıl yadsıyabilir, aklım almıyor. Yaşamınızı başka ne yönlendirebilir?)
Her ne kadar kitaptaki dile getirilen düşünceler bugünün güncel konusu olmaktan çok uzak olsa da (Özgürlüğü veren de destekleyen de aristokrasidir.), dönemin Rusya’sını ele aldığımızda devrim öncesi köylü ve liberal aydın burjuvazi içindeki kaynamanın ipuçlarını vermektedir Turgenyev.
Her kavramı sorgulayıcı materyalist bir felsefeye inanan ve hiçbir dogmayı peşinen kabul etmeyen Bazarov (Neden tanıyacakmışım? Hem neye inanacağım? Doğru bir şey söylerlerse, inanırım, hepsi o kadar.) önceleri duyguları, sanatı ve kadınları zayıflık olarak görür ve yadsır. (Sanat para kazanmaya yarar yalnızca, bir de basura!) (Kadınlar arasında serbest düşünceli olanlar yalnızca ucubelerdir.) Ta ki aşk duvarına çarpana kadar. Yazar ukala, nobran ve kaba olarak tesvir ettiği Bazarov’a ilk önemli dersini verir.
Ayrıca beklenmedik şekilde saçma bir ölümcül hastalığa yakalanıp erkenden ölmesi ikinci önemli derstir Bazarov için. Turganyev kaderin bizler için yazdığı bilinmez senaryoya kısa bir gönderme yapmaktadır: Ölüm en büyük öğretmen ve yargıçtır. (Hadi gel de ölümü yadsı şimdi! O seni yadsıyor ve işin bitiyor!)
İnanılmaz etkileyici ve detaylı çevre ve doğa tasvirlerine (Çiftliğe kısa bir süre önce getirilen yeni düzen yağlanmamış bir tekerlek gibi gıcırdıyor, yaş ağaçtan yapılmış mobilya gibi çatırdıyordu.) ve yer yer ince göndermelere (Başında bağcıklı başlığıyla bir kadın karşıladı; ev sahibesinin ilerici biri olduğunun kesin delilleriydi bunlar.) sahip esere puanım 7.
Akılda Kalanlar
İyi bir kimyacı her türlü ozandan yirmi kat daha yararlıdır.
Her insan kendi kendini eğitmek zorundadır.
O anda yüzünde beliren ifadeyi duvarlardan bile saklamayı mı düşünüyordu yoksa başka bir nedenle mi, bilinmez, yattığı yerden çabucak doğrulup ağır perdelerin bağlarını çözdükten sonra tekrar kanepeye uzandı.
Rus köylüsü Tanrı'yı bile soyar.
Bir işyeridir doğa, insan da işçidir orada.
Evlilik nasıl bir şeydir, bir önyargı mı, yoksa suç mudur.
İnsanlar nasıl dünyaya gelir, eşit mi, değil mi,
Neye yarar sanat?— En azından insanları tanımaya, anlamaya...
Kişileri ayrı ayrı incelemek uğraşmaya değmez. İnsanlar bedensel yönden de, ruhsal yönden de birbirine benzer: Bir tek insanı ele alıp incelemek ötekilerin tümüyle ilgili karar vermek için yeterlidir. İnsanlar ormandaki ağaçlar gibidirler. Hiçbir bitkibilimci her akağacı tek tek incelemeye kalkışmaz.
Zaman (bilindiği üzere) bazen kuş gibi uçar gider, bazen sümüklüböcek gibi ilerler; ama insanın en çok hoşlandığı, onun çabuk mu, yavaş mı geçtiğini fark etmemesidir.
Genelde insanlar için üzülmeye değmez, benim için ise hiç...
Mutluluk bizim olmadığımız yerdedir.
Çömlek pişirmek Tanrı'ya göre değildir!..
Yaşamı, her anının bir anlamı olacak şekilde kurmalı. Anlamlı bir yaşam hoştur, ama anlamsız olanla uzlaşmak da mümkün...
Sırtüstü "yere" uzanıp "gökyüzüne" bakmak... Size bir şey söyleyeyim mi, çok anlamlı bir uğraş bu!
Arkasından bakmanın bir yararı olmazdı artık, tekerleğin çıkardığı toz bile yere inmişti çünkü.
Yoksul biriyim ben, ama şimdiye kadar hiç sadaka kabul etmedim.
Valizimde boş yer vardı, saman dolduruyorum oraya. Yaşam valizimiz de öyledir işte; içinde boş yer kalmaması için eline ne geçerse dolduracaksın.
Çok eski bir gerçektir ölüm, ama herkese yeni gelir.