İzmir nasıl parsellendi?

Abone Ol

Sevgili Osman Ülkü’nün yıllar önce Günaydın’da yayınladığı “İzmir’i kimler parselledi?” araştırmasını güncelledim. Gördüm ki, fazla bir değişiklik yok.


En önemli değişiklik, fırın ve kuru pastacılar. Bunların çoğu eskiden Karadenizli iken şimdi tamamen Diyarbakırlıların kontrolünde.
Midyeciler değişmedi, yine Mardinli. Seyyar manavlar Bitlisli, kokoreççiler Sivaslı, gevrekçiler genelde Urfalı, çorap satıcıları Afyonlu, kelle söğüşçüler Niğdeli. Keza Hurdacılar da bu kentten.
Sayıları çok azalsa da Kış gecelerinde boza satanlar ise Antalya ve Burdur’dan.
Bu arada öğreniyoruz ki dönerci esnafının çoğu Aksaraylı imiş. Kebapçıların çoğu artık Urfa ve Adana’dan değil. Onlar da Konyalı artık.
Pazar yerlerinde sebze ve meyve satan esnafın ağırlıklı kesimi Diyarbakırlı. Aralarında Siirtliler de var. Emlak sektörünü Vanlılar ele geçirmeye çalışıyor. İnşaat işçileri Karslı. Taş duvar ustaları Siirtli.
İzmirliler bu sektörlerin hangisinde diye sorarsanız; cevabı hazır:
Onlar da alışveriş ediyor…

Havaalanına aç susuz gitmeyin

Havaalanlarının ne özelliği, ne ayrıcalığı var.


Büfelerde bir şişe su 70 lira. Bir gevrek 200 küsur…
Onun için sinek avlıyorlar ve bunu hak ediyorlar diyeceğim ama öyle değil. Harıl harıl iş yapıyorlar. Çünkü yabancılar için bunlar para değil. Türkler sıkıntı çekiyor.
Nasıl bir kafa, nasıl bir mantıktır?
Havaalanlarında kiraları yüksek tutup bu fiyatları Türk yolcuya dayatmanın ne manası var?
Havaalanı, otobüs garajının görevini görüyor. Gelip giden yolcuya hizmet ediyor. İnsan susar, acıkır…Bu parayı nasıl verecek de nefsini köreltecek?
Bu çarpık kafalar, millete eziyet için üretilmiş sanki. Hiç acımıyorlar, hiç dert etmiyorlar.
Yazık.

Yerli malı 
yurdun malı

İhracatımız artıyor diye övünüyoruz. Ama ithalatımız daha çok artıyor diye dövünen yok.
En çok hayvan yemi ithal ediyoruz. Sonra bitkisel yağ. Daha sonra şeker ve şekerleme mamulleri, kakao ve çikolata.
Liste uzayıp gidiyor:
Teknolojik eşyalar, motor, telefon, mobilya vs.
Eskiden “Yerli Malı” haftaları düzenlenirdi ve etkili de olurdu.
İthal ettiğimiz saçma sapan ürünler yerine yerli ürünlerimizi özendiren böyle haftalar tam da şimdi ihtiyaç duyulmuşken niye düzenlenmez, hayret.
Bitkisel yağ ithal eden Türkiye, dışarıya zeytinyağı satıyor. Mobilya ithal eden bu ülke, en iyi mobilyaları İtalya’ya bile gönderiyor. Televizyon öyle, buzdolabı öyle…
Bu ithalat çılgınlığı önlenmedikçe iflah olmayız.
Aklımızı başımıza toplamanın tam zamanı.

Bir yiğit gurbete gitse gör başına neler gelir… Örneğin cüzdanı çaldırır, ortalıkta kalır hacım!

***

Hiçbir erkekten elektrik alamayınca, evine gelen elektrikçi ile kaçtı kızcağız!

***

Temizlik hastası bir sevgilim vardı. Bir gün ''Bedenime sahip olabilirsin ama tuz ruhuma asla'' dedi. ''Deli yahu bu'' deyip topuklayıp kaçtım!

***

Yaz sıcağında soğuk şakalar yapan dostlarımı arıyorum!

***

Yurtta barış, dünyada barış ama evde bir hır gürdür gidiyor!

***

Bugünün işini yarına bırakma. Sürümcemeye bırak!

{ "vars": { "gtag_id": "AW-16801464760", "config": { "AW-16801464760": { "groups": "default" } } }, "triggers": { } }