İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan operasyonların ardından CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar, İzmir'e de sıçradı. Öğrencilerin ön planda olduğu protestoların ardından, BirGün Gazetesi yazarı Barış İnce, foto muhabir Murat Kocabaş ve gazeteci Yağız Barut gözaltına alındı. Barut serbest bırakılırken, İnce ve Kocabaş'ın dört gün süren gözaltı sürecinin ardından bugün adliyeye sevk edileceği bildirildi.
Bu gelişmelere karşılık, gazeteciler ve meslek kuruluşları, İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda bir basın açıklaması düzenleyerek tepki gösterdi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından organize edilen eyleme, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve şehirde görev yapan gazeteciler de destek verdi.
“Gazetecilik suç değildir”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, gazetecilerin kamu görevi yaptığının altını çizerek gözaltılara sert tepki gösterdi: "Gerçeklerin peşinden gitmek ve mesleğini doğru bir şekilde yapmak, bir gazetecinin asli görevidir. Savcılar ve polis nasıl kamu görevi yapıyorsa, gazeteciler de gördüklerini aktarmak, yazmak ve doğruları paylaşmakla yükümlüdür. Gazeteciliğe engel olmak, kamu adına suç işlemektir."
Gappi, serbest bırakılan gazeteci Yağız Barut'un ardından, hala gözaltında tutulan Barış İnce ve Murat Kocabaş'ın da bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirterek, "Yağız Barut’a kavuştuk ama Murat Kocabaş ile Barış İnce’yi de yanımızda görmek istiyoruz. Onları almadan emniyetten ayrılmayacağız. Biz sadece hakikatin tanıklarıyız. Bugüne kadar yaşadığımız tüm baskılara rağmen görevimizi yapmaktan vazgeçmedik, bundan sonra da vazgeçmeyeceğiz. Hukuk da basın da bir gün herkese lazım olacak." dedi.
“Bizim özgürlüğümüz, sizin özgürlüğünüzdür”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu, basın özgürlüğüne vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığını hepimiz biliyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu karanlık tabloya teslim olmamak için mücadele ediyoruz. Ancak bu hukuksuzluklara karşı çıkan sesin tek başına hükümete geri adım attıramayacağını unutmayalım. Bu mücadelede yalnız kalmamalıyız. Bizim özgürlüğümüz, sizin özgürlüğünüzdür. Bizim sesimiz, toplumun duymayan sesidir."
Kahramanoğlu, gazetecilerin gerçekleri yazmaya devam edeceğini belirterek, "Onlarca gazeteciyi hapsettiniz, yıldırabildiniz mi? İnadına devam edeceğiz. Haksızlıkları ve hukuksuzlukları duyurmaya devam edeceğiz. Gazetecilik suç değildir demeye devam edeceğiz. Çekin ellerinizi gazetecilerden!" dedi.
Gözaltı sürecine yönelik değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Yağız Barut, “Gazetecilik ürünü olan emeğim çalındı, kameram alındı. Yapılan şiddeti kamuoyunun bilmeye hakkı var. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Kendinizi hukukun üstünde tanımlamak istiyorsunuz, ama buna gazeteciler olarak, onurlu yurttaşlar olarak izin vermeyeceğiz. Karanlık günleri yaratamayacaksınız” dedi.
“Bu mücadelede büyük birliktelikler lazım”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gazetecilerin gözaltına alınmasını "hukuki temelden yoksun" olarak nitelendirerek, "Bu süreçte birçok haksızlık yaşandı, fakat bunların en ağırı, gazetecilerin hukuki dayanağı olmadan gözaltına alınmasıydı. Ülkemizde bunların yaşanıyor olması beni derinden üzüyor. Bir daha asla böyle şeylerin yaşanmamasını diliyorum, ancak biz bunları ne kadar konuşursak konuşalım, bu durumun devam edeceği görünüyor" dedi.
Tugay, gazetecilerin demokrasinin temel taşları olduğunu belirterek, gençlerin protestolarda büyük rol oynadığını vurguladı: "Gençler, bu dönemde ön plana çıkarak isyanlarını ve itirazlarını dile getirdiler. Gözaltına alınan lise öğrencilerinden şiddete uğrayan üniversite öğrencilerine kadar pek çok hikâye var."
“Dirençli olmamız gerekiyor”
Tugay, gazetecilerin susturulmasının demokrasiye büyük zarar vereceğini ifade ederek, "Gazeteciler, sahada asker gibi çalışıyor. Görevlerini yapmaya devam etmeliler, biz de onların yanlarında olmalıyız. Bu mücadele, büyük bir güce karşı yapılıyor ve bu yüzden büyük birlikteliklere ihtiyacımız var. Dirençli olmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.