Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret yüzde 30'luk artışla 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Asgari ücrete gelen zam sonrası, hangi ürüne ne kadar zam geleceği merak ediliyor. İzmir’de ilk zam ekmeğe geldi. Yılbaşından sonra 10 lira olan ekmek fiyatının, 12,5 liraya çıkması bekleniyor. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ekmek ve Unlu Mamuller Grubu Meclis Üyesi Hüseyin Sağır, asgari zamma gelen yüzde 30 zamdan sonra, ekmek fiyatında yüzde 25 zam istediklerini vurguladı. İzmir’de ekmek fiyatının 1 Ocak’tan sonra 12,5 lira yapacaklarını söyleyen Sağır, ekmeğin gramajında da herhangi bir değişiklik olmayacağını aktardı.
‘Fatura dar gelirliye kesildi’
Asgari ücrete gelen zammın çalışan açısından tatmin edici bir düzeyde olmadığını belirten Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Daha doğru bir uygulama bir sosyal devlet anlayışında enflasyon düzeyinde bir artış olması gerekirdi. İki tarafa da refah payından da vermeleri gerekiyordu. Dolayısıyla en az yüzde 45 zam verilmesi gerekirdi. Bu durum iktidarın enflasyonla mücadelenin yükünü çalışana kestiğini gösteriyor. Aslında yönetimin görevi toplumun refahını ve mutluluğunu sağlamak ama günümüzdeki politika, belli kişilere hizmet etmeye odaklı. Toplumun refahı ve mutluluğu düşünülmesi gerekir. İktidar bu dönemde enflasyonla mücadelenin yükünü yoksula ve ücretliye çektirme yönünde karar aldı” dedi.
‘2001’i arayacağız’
Bir yıl boyunca bu açlık düzeyindeki asgari ücretin geçerli olacağını dile getiren Prof. Dr. Erkan, “Bu toplumda çok büyük bir baskı yaratacak. Ama bu iktidar tamamen popülist bir uygulama içinde. Temmuzda Cumhurbaşkanı'nın kararıyla ufak bir değişiklikle, vermedikleri yüzde 5 zammı belki o zaman verebilirler. Enflasyonu düşürmek için yılda bir zam yapılıyordu ama düşmedi. 2025’te de bundan dolayı enflasyon düşmez. Ekonomi bilimle düzeltilir. 2025 yılı çalışan için çok zor geçecek. Önümüzdeki günlerde başta gıda ürünleri olmak üzere her şeye zam gelecek. Çünkü bu artışı maliyetlerine eklemek zorundalar. Özetle 2025 yılı 2001’den de zor geçecek. 2001 programında kamunun tasarrufu son derece önemliydi. Şimdi böyle bir kriter yok. Kamu tasarruf etmezse bu enflasyon önlenemez” sözlerine yer verdi.
‘Gücü zayıfa yetiyor’
İşveren tarafının kredi faizlerinin yüksek olmasından şikâyetçi olduğunu aktaran Prof. Dr. Erkan, “Yanlış politikalarla enflasyonun önünü açıldı. Enflasyon her şeyi tahrip eder, enflasyon da toplumdaki her şeyi yıkar. Keyfi fiyat uygulamalarına yol açar, herkes kendine göre fiyat belirlemeye kalkar. Ama enflasyonu indirmek yaratmaktan çok daha zor. Bu ortamda firmaların ayakta kalabilme mücadelesi de var. Bu kadar yüksek enflasyonla çarkı çevirmesi zor. İktidar bir yerde buna evet demek için bir süre sonra faiz indirimine gidecektir. Sosyal devlet anlayışı olmayan iktidarlar, enflasyonun yükünü çalışan kesime fatura eder. Dolayısıyla burada da böyle oluyor. İktidarın gücü zayıfa yetiyor” şeklinde konuştu.
Pazarcı ihracatı takipte
Diğer yandan İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen asgari ücret zammı sonrası Pazar tezgahlarına zam gelip gelmeyeceğiyle ilgili olarak, “Şu an ihracat yılbaşına kadar kapalı olduğu için pazarda fiyatlar normal gidiyor. Pestisitten dolayı geri dönen meyve sebzelerden dolayı duraklama var. Eğer o durum düzelirse yani ihracat yine hızlanırsa fiyat artışları olma ihtimali yüksek. Artış olmaması gibi bir lüks yok zaten. Asgari ücretteki yüzde 30 artışa vatandaşlar üzülüyor çünkü yetersiz bir artış oldu. Başka geliri olmayan 2 kilogram domates yerine ancak yarım kilogram alabilir. İnsanların alım gücü artması beklenirken çok daha düştü” diye konuştu.
‘Ete yüksek zam olmaz’
Asgari ücrete gelen zam sonrası et fiyatlarının durumuyla ilgili bilgi veren İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, “Et fiyatlarındaki fiyat yükselişi yine enflasyon oranında olacak. Enflasyon yüzde 100 olmuşsa et fiyatı da yüzde 100 artar. Ama hükümet hayvan ithalatıyla ciddi bir fiyat regülasyonu yapıyor. Bu regülasyon üreticiyi bitirme noktasına getirmiş olsa da tüketici açısından fiyat düzgünlüğü olacak. Et fiyatlarında belli bir yükseliş muhtemelen olacak ama çok yüksek rakamlarda olacağını düşünmüyorum. Yaşanılan enflasyondan dolayı küçük yükselişler var ama bu henüz tüketicinin hissedeceği boyutta değil. Önceki yıllardaki gibi fahiş yükselişler beklemiyorum” ifadelerini kullandı.
‘Maskeli balo’ benzetmesi
Asgari Ücret Komisyonu’nun Türkiye’de 22 yıldır içi boşaltılan tüm kurumlarda olduğu gibi içi boş bir komisyon haline getirildiğini ve sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine kulak verdiğini belirten Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, toplumun dengesini bozan bu hamlelerin insani bir yönü olmadığını söyledi. Durumu şarkı sözüyle anlatan Sarı, “Şarkıdaki gibi ‘Bu bir maskeli balo ve onun sahte yüzleri’ ile karşı karşıyayız. Sadece Cumhurbaşkanı’nın sözleriyle, plansız ve ani bir şekilde toplanarak, milyonlarca insanı etkileyecek böylesine büyük bir kararı almalarının insani bir yönü yok. Toplumun dengesini bozan bu hamlelerle insanları açlık ve yoksullukla imtihan ediyorlar. Bu zam oranı kabul edilemez. İvedilikle sendika ve muhalefet kanadının bir organizasyon içerisine girerek bu işe bir dur demesi lazım. Biz tüm vatandaşlarımızın ve sendikalarımızın yanındayız” dedi.
‘Biz artık masada yokuz’
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, son 5 yıldır asgari ücretin ‘geçim ücreti’ olduğunu vurguladı. Ülkenin yarısının asgari ücret ile çalıştığını belirten Atalay, “Önceki akşam aceleyle bize asgari ücretin açıklanacağı bilgisini verip toplantıya katılmamızı istediler. Fakat biz katılmama kararı aldık. 30 yılda 6 kere oy birliğiyle karar alınmış 22 kere biz bu toplantıya muhalefet şerhi koymuşuz. Şimdi de açıklanacak rakamdan haberimiz yok. Bu sebeple bizim o toplantıda olmamızın bir anlamı da yoktu. Adil olmayan bir komisyonda 50 sene durduk. Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece asgari ücret tespit komisyonuna katılmayacağız. Adet yerini bulsun diye o komisyona bundan sonra katılmıyoruz. Biz burada yokuz. Çünkü olsak da sözümüz dinlenmiyor" diye konuştu.