Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi’nde gerçekleştirilen “Smyrna Su Yapıları” başlıklı söyleşi, şehrin iki bin yılı aşkın su altyapı tarihini aydınlattı. Müze Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun moderatörlüğünü üstlendiği etkinlikte, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Sarp Alatepeli konuşmacı olarak yer aldı.
İzmir’in 2 bin yılı aşkın geçmişi
İzmir’in liman kenti kimliğini yüzyıllardır koruduğuna dikkat çeken Dr. Alatepeli, su altyapısının kentin kaderinde belirleyici rol oynadığını vurguladı. MS 2. yüzyıldaki büyük depremin ardından Roma döneminde genişletilen altyapının, Osmanlı döneminde de geliştirildiğini belirten Dr. Alatepeli, birçok yapının hala aktif olarak kullanıldığını söyledi.
Bu yapılar önemli bir işlev gördü
Dr. Alatepeli, Uzundere ve Abdi İpekçi Mahallesi’ndeki Roma dönemine ait su kemerlerine dikkat çekerek, özellikle Kızılçullu Su Kemerleri’nin 120 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde olduğunu ve kentin su ihtiyacını karşılamada tarihi bir işlev gördüğünü aktardı.
Su yapıları sosyal yaşamı şekillendirdi
George Weber’in “İzmir’in Su Yolları” kitabına referans veren Dr. Alatepeli, bu yapıların yalnızca mühendislik başarısı olmadığını, aynı zamanda kentin sosyal yaşamını biçimlendiren kültürel unsurlar olduğunu ifade etti. 19. yüzyıl sonunda yaşanan su krizine dikkat çeken Dr. Alatepeli, Belçika menşeli bir şirketin Halkapınar kaynaklarını devreye aldığını, ancak bu girişimin zamanla Meles Çayı’nın kurumasına yol açtığını da sözlerine ekledi.
Sunum sonunda Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, Dr. Ögr. Üyesi Alatepeli’ye “Teşekkür Belgesi” takdim etti.