İzmirli sanatçı Nebahat Türkyılmaz, atık haldeki deri parçalarına Ebru Sanatı işleyerek onları defter, cüzdan, gözlük kılıfı, takı ve çanta gibi benzersiz eşyalara dönüştürüyor. Sanatı sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlayan Türkyılmaz, “Hedefim Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmek” diyerek çalışmalarına daha büyük bir vizyon kazandırıyor.
Sanata Olan Tutkusu, Onu Ebru ile Dericiliği Birleştirmeye Yöneltti
Bornova’da yaşayan Gıda Mühendisi Nebahat Türkyılmaz (51), yaklaşık 20 yıl önce Ebru Sanatı ile ilgilenmeye başladı. Sanat sevgisi ve el işçiliğine olan ilgisi, onu yalnızca ebru yapmakla sınırlı kalmamaya yönlendirdi. Zamanla dericiliğe de merak saran Türkyılmaz, Bornova Halk Eğitim Merkezi’nde aldığı eğitimle deri işlemeyi öğrendi. Ancak bir adım daha ileri giderek, Ebru Sanatını deri üzerine uygulama fikrini geliştirdi.
Evinin bir odasını atölyeye dönüştüren sanatçı, kullanılmayan, atıl durumdaki deri parçalarını toplayarak bunları sanata kazandırıyor. Derilere ebru desenleri işledikten sonra, onları işlevsel objelere dönüştürerek ileri dönüşüm sağlıyor. Türkyılmaz, hem geleneksel sanatları modern tasarımlarla birleştiriyor hem de sürdürülebilir bir sanat anlayışı benimsiyor.
“Atık Deriler Sanatla Buluşuyor, Geleneksel Yöntemlerle Şekilleniyor”
Kağıt süsleme sanatı olarak bilinen Ebru’nun deriyle birleşmesi üzerine konuşan Türkyılmaz, bu yolculuğunun deneysel bir merakla başladığını ifade ediyor:
“Deri üzerine eğitimler aldıktan sonra, ebruyu farklı yüzeylerde denemek istedim. Atık derileri topladıktan sonra uygun olanları seçerek onları sanatla buluşturuyorum. Çalışmalarıma geleneksel el işçiliğiyle dikiş ekleyerek daha özel hale getiriyorum. Böylece hem ileri dönüşümü destekleyen hem de sürdürülebilir sanat anlayışına katkı sağlayan tasarımlar ortaya çıkıyor.”
Ebru desenleriyle süslenen deriler, sanatçının dokunuşuyla kişiye özel ve dikkat çekici objelere dönüşüyor. Türkyılmaz, tasarladığı defterlerin sanatçılar için çizim defteri olarak kullanılabileceğini, çantaların ise sahiplerine benzersiz bir stil kattığını belirtiyor.
“Sanatın İnsan Ruhuna Dokunan Gücü Var”
Sanatın yalnızca görselliğe değil, insan ruhuna da dokunduğunu belirten Türkyılmaz, insanların doğal ve özgün tasarımlara yöneldiğini dile getiriyor:
“Geleneksel yöntemlerle yapılan her ürün, insanın doğayla bağını güçlendiriyor. Doğal malzemelere dokunmak, onlarla yaşamak insana huzur veriyor. Sanat, yalnızca bir obje yaratmak değil, aynı zamanda bir hikaye anlatmaktır.”
“Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne Girmek İstiyorum”
Sanatını daha geniş kitlelere tanıtmayı hedefleyen Türkyılmaz, Türkiye’nin Ustaları listesine dahil edilerek büyük bir adım attı. Ancak bununla yetinmeyerek, Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girerek sanatının resmi olarak korunmasını ve yaygınlaştırılmasını istiyor.