Ramazan ayının yaklaşmasıyla iftar hazırlıkları hızlandı. Restoranlar Ramazan ayı için iftar menülerini hazırlarken, vatandaş da iftar ve sahur için alışverişlerini yapmaya başladı. Ancak her yıl olduğu gibi bu yıl da iftar menülerinin fiyatları zamlandı. Geçtiğimiz yıl Ramazan ayında iftar menüleri ortalama kişi başı 450 TL’den başlarken bu yıl ise fiyatlar kişi başı 600 TL’lerden başlıyor. 2025 yılında lüks bir restoranda 4 kişilik bir ailenin iftar menüsü fiyatı ise 18 bin TL’lere kadar çıkabiliyor.
Dışarıda 1 gece, evde 1 ay
Ramazan’da 4 kişilik bir ailenin evinde açacağı iftarın 1 gecelik maliyeti 600 lira tutuyor. İçinde kişi başı 1 hurma, çorba, salata, pilav, kıymalı bir ana yemek, içecek ve tulumba tatlısının bulunduğu bu menü kişi başı ise 150 TL’ye geliyor. Ramazan ayı boyunca benzer bir menü tüketimi yapan bir ailenin ay boyunca toplam iftar harcaması ise 18 bin TL tutuyor. Yani lüks restoranda 4 kişilik bir ailenin iftar menüsü fiyatı, evde iftar yapan bir ailenin bir aylık iftar menüsü masrafına denk geliyor. Ancak 22 bin 104 TL olan asgari ücretle geçinen 4 kişilik bir aile için ise aylık iftar menüsü tutarının ardından ise geriye sadece faturaları ödeyebilecekleri kadar bir ücret kalıyor.
‘Zam, sofraya yansıyacak’
Ülkedeki hayat pahalılığının giderek arttığını ve hem vatandaşın hem de esnafın bu hayat pahalılığından payına düşeni alacağını vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, alım gücündeki düşüşün Ramazan ayında da kendisini iyice hissettireceğini söyledi. Nalbantoğlu, “Ülkedeki hayat pahalılığının önümüzdeki Ramazana yansıması oldukça kötü. Ülke ekonomik olarak hiçbir şekilde yaşanabilir ve altından kalkılabilir bir durumda değil. Bunun da iftara ve Ramazan’a yansıması maalesef acı olacak” dedi. Mevcut ekonomik sorunların gün geçtikçe arttığını kaydeden Nalbantoğlu, “Ülke her gün daha da kötüye gidiyor. Hiçbir önlem almazsan her türlü rahatsızlıkta, her türlü hastalıkta nasıl sorunlar derinleşirse ekonomide de durum aynı şekilde derinleşiyor” ifadelerini kullandı.
‘Kalabalık iftarlar bitti’
1 Mart itibariyle başlayacak Ramazan ayında vatandaşların o eski kalabalık iftar sofralarında birleşemeyeceğini ve restoranların da bu Ramazan’da iftar programlarını yapamayacağını belirten Nalbantoğlu, “Bu Ramazan o bildiğimiz restoranlardaki iftar programları, iftar menüleri olmayacak, insanlar iftar için restoranlara gidemeyecek. Evde de o eski kalabalık iftar sofraları kurulamayacak. Bu ekonomik krizden herkes payına düşeni alacak. Vatandaş evde iftarını eskisi gibi bolluk içinde yapamayacak, esnaf dükkanını ve varlığını sürdürmek konusunda iyice güçlük çekecek ve belki de dükkanlar kapanmaya kadar gidecek” diye konuştu.
‘Umudumuz yok’
Lokantaların mevcut durumunu değerlendiren İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, lokanta ve restoran sahiplerinin Ramazan’da vatandaşların iftar için restorana geleceği yönünde bir umudu olmadığını ve zaten kötü olan işlerin daha da kötüleşeceğini kaydederek, “İşlerimiz çok kötü. Dükkanlar şu anda boş. Esnafın ve vatandaşın iftar için geleceğine dair bir ümidi yok. Şu an öğle yemeğine gittiğimizde dükkanları boş görüyoruz. İnsanların alım gücü olmadığı için iftarda da insanlar evine erken gidip evinde iftarını yapacak” dedi.
‘100 liranın 56 TL’si vergi’
Vergi memurlarının lokantalara gidip sabahtan akşama kadar, dükkan işletir gibi dükkanda bekleyerek yapılan ciroyu kontrol ettiklerini ancak yemek siparişi dağıtım şirketlerine aynı kontrolleri yapmadıklarını, bu durumun esnafı kepenk kapatmaya mecbur bıraktığını söyleyen İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, “Esnafın canı burnunda. Yemek sipariş edilen uygulamalar yüzde 46 oranında komisyon alıyorlar. Ben yüzde 46 oranında komisyonu yemek siparişi taşıyan şirketlere vermek için ürünlere fiyatı eklersem vatandaş mağdur oluyor, eklemez isem de restorandan kesiliyor. Dolayısıyla her türlü kaybediyoruz. Ancak sesimizi duyan yok. Zaten KDV oranları yüksek. Ben 100 TL’lik üründen yüzde 46 yemek siparişi komisyonu ve yüzde 10 oranındaki KDV ile birlikte 56 TL’sini vergi olarak veriyorum, üzerine de personel çalıştırıyorum, kira ödüyorum, fatura ödüyorum, gıda maliyeti ödüyorum, bana hiçbir şey kalmıyor. Parayı tamamen bu sipariş teslim eden şirketler kazanıyor. Esnafın eli boş kalıyor” ifadelerini kullandı.