Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde yaşayan 41 yaşındaki üç çocuk annesi Songül Yaman, sıradan bir kan bağışı ziyaretinde hayatını değiştirecek bir teşhisle karşılaştı. Türk Kızılay’a kan bağışı için giden Yaman’ın, yapılan testlerde kan değerlerinin düşük olduğu tespit edildi. Doktorların yönlendirmesiyle hastaneye başvuran Yaman’a karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. İlerleyen hastalık nedeniyle zamanla yarışan Yaman, ablasının gönüllü donör olması sayesinde yeniden hayata tutundu.

Kan Bağışı Hayat Kurtardı

Kan bağışı sırasında yapılan ön testlerde anormal sonuçlarla karşılaşılması üzerine hastaneye yönlendirilen Songül Yaman, detaylı tetkiklerin ardından karaciğer yetmezliğinin son evresinde olduğunu öğrendi. Durumu hakkında bilgi veren Yaman, teşhis sürecinin iki yıl sürdüğünü belirtti. Uzun süren arayışlara rağmen uygun bir donör bulunamayan Yaman’ın imdadına 44 yaşındaki ablası Özgül Esen yetişti.

“Teyze Anne Yarısıdır” Sözünü Gerçeğe Dönüştürdü

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nde gerçekleştirilen başarılı nakil operasyonu, her iki kardeşi de hayata bağladı. Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Halil Erbiş, Songül Yaman’ın durumunun kritik olduğunu ve karaciğer nakli olmadan uzun süre yaşamını sürdüremeyeceğini açıkladı.

Erbiş, nakil sürecine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Songül Hanım’ın ablası, büyük bir özveriyle kardeşine donör olmayı kabul etti. Yapılan testlerin ardından uygunluk tespit edildi ve hızlıca ameliyat sürecine geçildi. Ameliyat sonrası her iki kardeş de beklenenden hızlı bir şekilde toparlandı. Bugün ameliyatın altıncı günü ve her ikisi de taburcu edilmeye hazır.”

Erbiş, bu sürecin başarısının hastaların pozitifliği ve uyumuna bağlı olduğunu vurgulayarak, kardeşlerin birbirlerine olan bağlılığını takdirle karşıladıklarını belirtti. “Teyze, artık tam anlamıyla anne yarısı olmaktan çıktı, Songül Hanım’ın çocukları için tam bir anne oldu,” diye ekledi.

Yaman: “Bu Kadar Kolay Olacağını Zannetmiyordum”

Ameliyatın ardından yaşadıklarını paylaşan Songül Yaman, sürecin kendisi için şaşırtıcı derecede hızlı ve kolay geçtiğini söyledi. “Yoğun bakım sürecim sadece iki gün sürdü. Sonrasında hızla toparlandım. Allah, doktorlar ve ablam sayesinde ikinci bir hayatım oldu,” diyen Yaman, organ bağışının önemine dikkat çekerek insanlara bağış yapmaları için çağrıda bulundu.

Üç çocuğuna kavuşacağı için çok mutlu olduğunu belirten Yaman, şunları ekledi:

“Bu süreçte çocuklarımı çok özledim. Eve döndüğümde onlarla birkaç gün boyunca hiç ayrılmadan vakit geçirmeyi planlıyorum. Onlar için güzel bir tatil hediyesi olacak.”

Ablasına hayatını borçlu olan Yaman kadar, bağışta bulunmanın mutluluğunu yaşayan Özgül Esen de duygularını dile getirdi. Beş yaşındaki oğluyla geçireceği zamana özlem duyan Esen, kararını verirken hiç tereddüt etmediğini belirtti:

“Bir insanın hayatını kurtarmak inanılmaz bir duygu. Bu süreçte hem doktorlarımızın hem de dualarımızın büyük katkısı oldu. Herkesin organ bağışı yapmasını tavsiye ediyorum çünkü bu bir insanın yeniden hayata tutunması anlamına geliyor.”

Kardeşinin iyileşmesine tanıklık etmenin kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu söyleyen Esen, ameliyat sonrası oğlunun heyecanını şöyle anlattı:

“Oğlum telefonda sürekli ‘Anne, doktor amca çıkış vermedi mi?’ diye soruyordu. Ona karne hediyesi oldum diyebilirim. Hastaneden çıkıp eve döndüğümde ona sarılmak için sabırsızlanıyorum.”

Organ Bağışı Hayat Kurtarır

Songül Yaman’ın hikayesi, organ bağışının bir hayatı nasıl değiştirebileceğinin çarpıcı bir örneği oldu. Hem Yaman hem de Esen, insanların bu konuda daha duyarlı olmasını ve bağış yapmayı düşünmelerini istediklerini ifade etti.

Bu anlamlı hikaye, sadece bir organ naklinin değil, sevgi, fedakarlık ve aile bağlarının önemini de bir kez daha gözler önüne serdi.

Kaynak: AA