Toplumda var olmaya çalışan engelli bireyler, toplumun uymadığı kurallar nedeniyle çoğu zaman zor sınavlar vermek zorunda kalıyor. İşte bu sorunları öne çıkarmak ve engellilerin varlığını hatırlatmak amacıyla her 7-14 Ocak tarihleri arasında kutlanan ‘Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’ onların toplum içinde var olma mücadelesini anlatıyor. Beyaz Baston, görme engelli bireylerin, bağımsız şekilde hareket edebilmelerine olanak sağlarken, kişilerin toplum tarafından fark edilmesini sağlayan bir sembol anlamı da taşıyor.
Empati kuramıyorlar
Görme engelli bireyler, günlük yaşamda pek çok sosyal ve psikolojik sorunla karşılaşıyor. Özellikle şehir yaşamında erişilebilirlik en büyük problemlerden biri. Yaya yolları, toplu taşıma araçları ve bina girişleri gibi alanların yetersiz düzenlenmesi, görme engelli bireylerin hareket özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlıyor. Kılavuz yolların eksikliği ya da hatalı yerleştirilmesi, bağımsız hareket etmeyi zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra eğitim ve iş hayatında fırsat eşitsizliği, görme engelli bireylerin hayatlarını zorlaştıran bir diğer önemli sorun olarak dikkat çekiyor. Görme engelliler için özel materyallerin eksikliği ve iş yerlerinde gerekli düzenlemelerin yapılmaması, bu bireylerin toplumsal hayatta aktif bir rol üstlenmesini engellerken, görme engellilerin en önemli şikayeti diğer vatandaşların empati kuramaması oldu.
“Türkiye engellilere alışamadı”
Ülkemizde toplumun engellilerle birlikte yaşamaya bir türlü alışamadığını kaydeden Altı Nokta Körler Derneği Genel Başkanı Avukat Fermani Kurtel, “Türkiye, engelli bireylerin de toplumun bir parçası olduğunu hala net bir şekilde idrak edemedi. Bunu en basitinden görme engelliler için yapılan kılavuz yollara koyulan araçlardan, o yol üzerinde satış yapılan tezgahlardan ve kılavuz yol üzerinde durarak sohbet eden vatandaşlarımızdan görebiliriz. Türkiye’de kılavuz yollar yeni yeni yaygınlaşıyor ve hatta bir çoğu da bazen kaldırıma ekilmiş bir ağaca, bir basamağa, veya bir logar kapağına denk gelirken, bir de umursamaz şekilde kılavuz yolların bu şekilde kapatılması doğru değil. Engelliler toplumun bir parçası, onlar da aynı normal insanlar gibi çalışıyor, geçimini sağlamak için işe gidiyor, sokakta yürüyor, sizin gibi sohbet ediyor veya şehrin kaosunda yaşam mücadelesi veriyor. Sizden farklı olarak sadece onlar bir uzvunu kullanamıyor. Hepsi bu. Bu duruma bu şekilde bakarak, engelli bireylerin de aynı haklara sahip olduklarını göz ardı etmezsek ve biraz daha duyarlı olursak, aslında birlikte yaşama konusunda hiçbir sorun yaşanmayacaktır” diye konuştu.
‘Kaynaştırma eğitimi olmaz’
Doğuştan veya sonradan görme engelli kişilerin, özellikle eğitim anlamında yetersiz materyaller nedeniyle geride kaldığını belirten Kurtel, görme engelli çocukların ‘kaynaştırma’ adı altında, görme engelliler için yeterli ekipmanı ve yapısı olmayan okullarda eğitim almasının doğru olmadığını söyledi. Kurtel, “Çocuklar, ilk ve orta öğretimlerini, körler okullarında almalıdır. Kaynaştırma eğitimi adı altında, görme engelli bir birey için gerekli ekipmanın ve bina yapısının olmadığı okullarda çocuklar oldukça zorlanmakta. Öğretmenler engelli bir bireye eğitim verme konusunda deneyimli değilse, bu onları eğitim anlamında geride bırakacaktır. Ayrıca küçük yaştaki çocuklar, karşı taraftaki kişiyi neyin kırabileceğin, neyin gerçek olduğunu anlamakta henüz zorlandığından dolayı acımasız olabilmekte. Tüm bunlar görme engelli çocukların ve bireylerin, psikolojik ve sosyal olarak zorlanmalarına neden oluyor” dedi. Temel eğitimin körler okullarında alınmasının önemini vurgulayan Kurtel, “Ardından, teknolojiyi etkili kullanabildikleri liseye ve sonrasında da istedikleri bir üniversiteye gidip eğitim alabilirler. Yine de lise ve üniversite gibi okullarda görme engelliler için gerekli araç ve gereç konusunda zorlanan okul yetkilileri, görme engelliler ile ilgilenen dernekleri arayarak mutlaka yardım almalı” ifadelerini kullandı.
35 bin sesli kitap
İzmir’de görme engellilerin kullanması için kılavuz yolların yapıldığı gibi eğitimleri için de birçok kütüphanede görme engellilere yönelik bölümler mevcut. İzmir'de görme engellilere yönelik hizmet veren kütüphanelerden biri, Karşıyaka Belediyesi'nin Görme Engelliler Kütüphanesi. Bu kütüphane, dijital ortamda 35 binden fazla sesli kitaba erişim imkanı sunarken, gönüllüler tarafından seslendirilen kitapların yanı sıra, Boğaziçi Üniversitesi Görme Teknolojisi Eğitim Merkezi'ne bağlı e-kütüphanedeki eserlere de ulaşılabilmekte. Ayrıca, İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi'nde de görme engelliler için özel bir bölüm bulunmakta.