Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK), taşıt alımlarında kredi vadelerinde indirime gitti. Buna göre, nihai fatura değeri 400 bin lira ve altında olan sıfır taşıt alımlarında araç değerinin yüzde 70’ine kadar kredi verilirken bu krediye 48 ay vadi yapılabilecek. 400 bin ila 800 bin TL arasındaki sıfır araçlarda kredi oranı yüzde 50 taksit sayısı ise 36 ay oldu. 800 bin lira ile 1 milyon 200 bin lira arasındaki araçlara değerinin yüzde yüzde 30’u kadar kredi verilirken bu kredi de 24 aya bölünecek. Ortalama 1.2 milyon ila 2 milyon lira arasında satılan araçlarda ise bu oran yüzde 20 ve 12 ay olarak uygulanacak. 2 milyon lira üzerinde araçlara ise taksit yapılamayacak. Bu durumda cebinde birikmiş parası olmayan için sıfır araba adeta hayal olacak.

Mehmet Torun (1)-1

‘Tuhaf geliyor’

Taşıt kredilerine erişimin uzun zamandır zor olduğunu belirten Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Başkanı Mehmet Torun, “Geçen yıl Türkiye'de iç pazarda satılan hafif ticari ve otomobil sayısı 1 milyon 150 bin satışla rekor kırılmıştı. Otomotivciler olarak 2024 yılının başında bu satış rakamlarının altında kalacağımızı düşünüyorduk. Ama iç pazardaki satışlara bakıldığında kasım ayı sonu itibariyle tam olarak 1 milyon 69 bin. Aralık ayındaki satışların ve kampanyaların da etkisiyle geçen yılı dahi geçecek bir iç satışa sahibiz. Açıkçası mevduat faizleri bu kadar yüksekken, kredilere olan erişim bu kadar zorken insanların bu sıfır araçları alıyor oluşu biraz tuhaf geliyor” diye konuştu.

‘Talep artmasın isteniyor’

Bu yılın neredeyse tamamının krediye erişimin zor olmasıyla geçtiğini aktaran Torun, “Son dönemde fiyatların artışıyla kredinin önemi daha ön plana çıkıyor. BDDK'nın bu şekilde bir düzenleme yapmasının sebebi makroekonomik kaygılar olabilir. Çünkü Türkiye iç pazarda satılan bu 1 milyon 69 bin aracın yüzde 85’i ithal araç. Krediye erişim zorken bu yüksek adetlerde satılıyor. Erişimi kolaylaştırsalar talep çok daha artacaktır. Krediye erişimin kolay oluşu, ithal araçlara da çok fazla talep getiriyor ve cari açık dengesi de artıyor. Yüksek enflasyonist ortamda kredi hacminin kontrol altında tutulması için para politikasının bir parçası olarak değerlendirilebilir bir durum” sözlerine yer verdi.

‘Kredi iştihanı azaltmak istiyorlar’

Bankaların taşıt kredilerini çok basit verebildiğini dile getiren Mehmet Torun, “Otomobil kredilerinin göreceli yüksek tutarlara ulaşması bankaların teminatı ve riski yönetme mekanizmasını zorluyor olabilir. 1-2 milyon lira üzerinde bir aracın yüzde 20’sinin krediye konu olmasının sebebi bu olabilir. Çünkü bankalar kendi risklerini önemli ölçüde sınırlandırmış oluyor. Tüketicilerin bu araçlara çok fazla yoğun talebi olması ama taksitlerin bankalara geri ödenememesi ihtimaline bakılarak enflasyonun bundan olumsuz etkileneceği düşünülüyor. Önümüzdeki dönemde sıfır aracı, geliri yüksek olan insanlar veya yastık altında parası olanlar alabilecek. İthal araca olan talebi frenlemek ve stokçuluğu önlemeye de çalışıyor olabilir. Geçen yıl sektörde stokçuluk çok fazlaydı. Bankaların risk iştahını şişirmek istemiyorlar” diye konuştu.

Hüsnü Erkan 1

‘Önlem etkili olmayacaktır’

BDDK’nın bu kararı enflasyonla mücadele kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan ise şunları söyledi: “Politik irade, enflasyon ile mücadeleyi ağırlıklı olarak yüksek talebi önlemeye yönelttiği için, kredilerin kısılmasına, kredi oranının düşük tutulmasına ve açılan kredinin de kısa sürede geri dönmesine odaklanmış bulunuyor. BDDK, genelde iktidarın tercihi doğrultusunda piyasayı soğutmak için bu uygulamaları düzenlemiş gözüküyor. Son yıllarda, açık ara en çok milyoner yaratan bir ülke olarak üst gelir gruplarının kredi alımına ihtiyaç yok. Esasen alt gelir grubunun da aldığı krediyi ödeme veya yeni bir araç alma gücü yok. Ancak ülkemizde enflasyon daha çok hem maliyet  hem de ithal edilmiş enflasyon yani pahalı girdi enflasyonundan kaynaklandığı için alınan önlemin etkili bir sonuç doğurması beklenmemelidir.” 

Kaynak: Filiz Erol