Muğla’nın Stratonikeia Antik Kenti yakınlarındaki Lagina Hekate Kutsal Alanı’nda yürütülen kazı çalışmaları sırasında, Hekate’nin meşalesi ve milattan sonra 2. yüzyıla ait figürlü bir Korinth sütun başlığı gün yüzüne çıkarıldı.
"Lagina, Hekate'nin En Büyük Tapınağına Ev Sahipliği Yapıyordu"
Stratonikeia ve Lagina Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı, çizim ve restorasyon çalışmalarının “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında sürdürüldüğünü belirtti. Söğüt, Lagina'nın, Stratonikeia Antik Kenti’ne yaklaşık 8,5 kilometre mesafede yer alan, Pagan inançları açısından önemli bir dini merkez olduğunu vurgulayarak, antik dönemde tanrıça Hekate adına inşa edilen en büyük tapınağın burada bulunmasının kutsal alanı daha da değerli kıldığını ifade etti.
Kutsal Alanın Giriş Yapısına Dair Yeni Keşifler
Prof. Dr. Bilal Söğüt, kazıların önceki yıllarda ortaya çıkan tören kapısı ve giriş yapısının bulunduğu alanda devam ettiğini belirtti. "Buranın giriş kısmının nasıl olduğuyla ilgili birtakım tespitler yapmıştık. Yeni kazılar ile insanların antik dönemde Stratonikeia'dan çıktığında sonra nasıl bir yol ile kutsal alana girdiklerini, girişteki yolun her iki yanında hangi yapıların bulunduğunu ortaya çıkarmak için kazılar yapıyoruz." dedi.
Söğüt, kazılarda amaçlarının yalnızca bulunan eserleri ziyaretçilere sunmak değil, aynı zamanda antik kentin dini yapısını ve önemini tüm dünyaya göstermek olduğunu söyledi.
"Güzel Sonuçlar Bekliyoruz"
Lagina’daki kazı çalışmalarının önemine dikkat çeken Söğüt, elde ettikleri bulguları şu şekilde aktardı: “Alandaki çalışmalarda ilk olarak Hekate'nin sütuna işlemeli meşalesini bulduk. Bunun yanı sıra Helenistik ve Roma dönemlerine ait değişik Korinth (sütun başlarının akantus yapraklarıyla süslendiği ve sütunların bir kaide üzerine oturtulduğu, klasik mimarideki üç düzenden biri) sütun başlıklarına ilave olarak, ilk defa milattan sonra 2. yüzyıla ait figürlü Korinth başlığı da ele geçti ve bunun devamının geleceğini düşünüyoruz. Bunlar bize yapılan kazılarda güzel sonuçlar geleceğini gösteriyor. Burada hem Hekate kültüne dair verileri, antik mimariye dair buluntuları hem de sosyal hayatla ilgili bulguları çıkarıp değerlendireceğiz. Kutsal yolun Lagina Hekate Tapınağı'na girişini açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Ziyaretçiler geldiklerinde belirli bir alandan itibaren önce giriş kapısına daha sonra kutsal alandan tapınağın olduğu yere geçebilecek.” Söğüt, kazıların devamında daha pek çok önemli bulgunun açığa çıkacağına inandıklarını ifade etti. Ayrıca, kazılarla hem Hekate kültüyle ilgili verilerin hem de antik mimari ve sosyal hayatla ilgili önemli bulguların gün yüzüne çıkacağını belirtti.
Ziyaretçilere Tarihi Yolculuk Sunulacak
Söğüt, yapılan kazılarla, Lagina Hekate Tapınağı’na giden kutsal yolun açığa çıkarılmaya çalışıldığını söyledi. Ziyaretçilerin, kazılar tamamlandığında, kutsal alanda ilerleyerek tapınağa ulaşabileceklerini belirten Söğüt, “Kazılarda çıkan blokları tek tek tarayarak ve çizerek yapının restorasyonunu yapacağız. Çalışmalar tamamlandığında, ziyaretçiler antik dönemde o kapının ihtişamını görerek tören alanına geçmiş olacak.” dedi.
"Ellerimizle Kazıyoruz, Güzel Şeyler Bulacağız"
Lagina’daki kazılarda 3 bin yıl öncesine ait buluntulara rastlandığını belirten Prof. Dr. Bilal Söğüt, son kazılarda özellikle Helenistik ve Roma dönemlerine ait önemli eserlerin bulunduğunu kaydetti. Bölgede Bizans dönemi kullanımına dair de izler bulunduğuna değinen Söğüt, “Bu Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserleri orijinal yerinde bulacağımız anlamına geliyor. Uzun yıllar burada yapılaşma olmadığı için maalesef erozyon çok yüksek. Yaklaşık 4 metre yüksekliğinde toprak dolgu var ve bunu ellerimizle dikkatli bir şekilde kazıyoruz. Toprağı çok atacağız ama burada güzel şeyler bulacağız.” diye konuştu.
Osman Hamdi Bey’in İlk Kazıları
Tarihi alandaki ilk kazıların Türk müzeciliğinin öncüsü olan Osman Hamdi Bey tarafından 1891-1892 yıllarında yapıldığı ve bu kazılarda bulunan eserlerin İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne taşındığı biliniyor. Lagina’daki kazılar, antik döneme ait kültürel ve dini zenginliği yeniden gün yüzüne çıkarmak amacıyla büyük bir titizlikle sürdürülüyor.