Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı İkizçınar köyünde yaşayan emekli vatandaş Adem Algül, geçen yıl ormanlık alanda mantar toplarken tarihi bir keşfe imza attı. Dağlık arazide dikkatini çeken bir cismi inceleyen Algül, toprak altından çıkardığı antik denizci amforasının içinden tam 247 adet gümüş sikke buldu. Sikkeler, yapılan incelemelerde milattan önce 5. ve 6. yüzyıllara tarihlenirken, 20 farklı devlete ait oldukları tespit edildi. Kültür varlığı olarak envantere kaydedilen eserler karşılığında Algül’e 155 bin 350 lira ödül verildi. Ancak Algül, ödülün yetersiz olduğunu belirterek idari yargıya başvurdu. Bulduğu sikkeleri vakit kaybetmeden bir yakının aracıyla Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürerek teslim eden Adem Algül, bu davranışının temelinde devlete olan bağlılığının yattığını dile getirdi. “Devlet bana çok şey verdi, ben de bu toprakların değerlerini devlete teslim etmeyi bir borç bildim” diyen Algül, söz konusu kültürel mirasın yurtdışına çıkarılmak yerine müzelerde sergilenmesini tercih ettiğini belirtti.
“Üç Kilo Hurda Gümüş Gibi Değer Biçildi”
Ancak 155 bin 350 TL’lik “kıymet takdiri” ödülünü az bulan Algül, konuyu yargıya taşıdı. Ankara 23. İdare Mahkemesi’nde açılan davada bilirkişi raporu istendi. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, eserlerin tarihi değeri hakkında fiyat takdiri yapılmasının imkansız olduğu belirtilerek sadece hammaddesi olan gümüşe dayalı bir değerleme yapıldı. Raporda, 247 sikkenin toplam ağırlığının 2976,79 gram olduğu, güncel gümüş değeri üzerinden hesaplandığında yaklaşık 117 bin 106 TL ederinde olduğu kaydedildi. Algül, bu yaklaşımı eleştirerek, “Bu tarihi eserler, üç kilo hurda gümüş gibi değerlendirilmiş. Oysa bu sikkeler 20 medeniyetin izlerini taşıyor, kültürel açıdan son derece kıymetli. Ben yurt dışı fiyatları talep etmiyorum ama tarihi değere uygun, hakkaniyetli bir ödül bekliyorum” dedi. Bilirkişi heyetinin raporunda, arkeolojik eserlerin parasal değerinin bilimsel olarak belirlenemeyeceği vurgulandı. “Bir bilim insanı olarak, bir gümüş sikkenin değeri bizim için kırık bir seramik parçasıyla aynıdır” ifadesine yer verilen raporda, eserlerin sadece müze komisyonları tarafından belirli teşvik bedelleriyle değerlendirilmesinin uygun olduğu belirtildi. Mahkeme süreci devam ederken Algül, bu davanın yalnızca şahsi bir kazanç meselesi olmadığını vurguladı. “Bu eserlerin ülkemize kazandırılması için vatandaşlar teşvik edilmeli. Eğer bu şekilde düşük bedellerle geçiştirilirse, bir sonraki kişi bu tür bir eseri devlete teslim etmekten çekinebilir” diyen Algül, yargıdan beklentisinin sadece adaletli bir değer tespiti olduğunu söyledi.