Osmanlı Devleti'nin en dikkat çekici alimlerinden biri olan Molla Gürani'nin hayatı, bugüne kadar birçok sırrı içinde barındırıyor. Peki, Molla Gürani kimdir? Molla Gürani hangi padişah döneminde yaşamıştır?
Molla Gürani kimdir?
Osmanlı Devleti'nin dördüncü şeyhülislamı olan Molla Gürani, İslam alimi, müderris, kadı, kazasker ve şehzade hocası olarak tanınır. Tam adı Şemsüddin Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânî’dir. Osmanlı sarayı ve halkı tarafından sevilen ve sayılan bir şahsiyet olan Molla Gürani, Fatih Sultan Mehmed’in şehzadelik döneminde hocası olmuştur. 1480-1488 yılları arasında İstanbul müftülüğü ve şeyhülislamlık görevlerini üstlenmiş, 1488 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Cenaze namazı bizzat II. Bayezid tarafından kıldırılmıştır.
Kökeni
Molla Gürani’nin kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Torunlarından biri Türk, diğeri ise Arap kökenli olduğunu iddia etmiştir. Ancak genel kabul, Şehrizor Kürtleri'nden olduğudur. Doğum yeri konusunda da farklı rivayetler mevcuttur. Makrîzî’ye göre Şehrizor’da, Sehavî’ye göre ise Gurân’da doğmuştur. Gurân ismi, Irak’ta Şehrizor’a bağlı bir yerleşim yeri ya da İran’ın Nişabur çevresinde İsfeyarin adlı bir köy olabilir. Diğer bir rivayete göre Diyarbakır’ın Hiler köyünde doğmuştur. Günümüzde doğduğu kasaba kaybolmuş olmakla birlikte, yaygın görüş onun Diyarbakır sınırlarında bulunan Gürân kasabasında 1410 yılında doğduğu yönündedir.
Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen Molla Gürani, ilim öğrenmek için Bağdat, Diyarbakır, Hayfa ve Hınıs gibi şehirlerde bulunmuş, 17 yaşında Şam’a giderek burada dönemin ünlü alimlerinden ders almıştır. Kahire’de kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh gibi İslami ilimleri öğrenmiş; özellikle İbn-i Hacer Askalânî’den hadis ve fıkıh dersleri almıştır.
Kahire’de tanınmış bir alim olarak dersler vermeye başlamış, daha sonra Şam’da da dersler vererek ününü artırmıştır. Osmanlı Padişahı II. Murad’ın isteği üzerine Fatih Sultan Mehmed’in hocası olarak atanmıştır. Şehzade Mehmed’in disiplin altına alınması gerektiğine karar verilince Molla Gürani, Manisa’ya çağrılmıştır. Rivayete göre, padişah, Molla Gürani’ye şehzadeyi gerektiğinde cezalandırması için bir sopa vermiştir. Gürani’nin sert eğitimi, Şehzade Mehmed üzerinde derin bir etki bırakmış ve onun kısa sürede Kur'an’ı hatmetmesini sağlamıştır. II. Murad, oğlunun başarısından ötürü Molla Gürani’yi büyük miktarda mal ve para ile ödüllendirmiştir.
Fatih Sultan Mehmed Dönemi
Fatih Sultan Mehmed tahta çıktıktan sonra Molla Gürani’yi vezir yapmak istemiş, ancak Gürani bu teklifi kabul etmemiştir. Bunun yerine kazaskerlik, müderrislik ve Bursa Kadılığı görevlerinde bulunmuştur. Padişahla bir dönem arası açılmış ve Kahire’ye gitmişse de Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a dönmüştür. 1480 yılında Osmanlı’nın dördüncü şeyhülislamı olarak atanmıştır. Günlük 200 akça maaşla bu görevini yürütmüştür. Adaletli ve dürüst kişiliğiyle hem sarayda hem halk arasında sevilen bir figür olmuştur.
Fiziksel Özellikleri ve Kişiliği
Molla Gürani uzun boylu, gür sakallı, vakur ve heybetli bir şahsiyetti. Saraya nadiren gitmiş, vezirlere isimleriyle hitap edecek kadar özgüvenli davranmıştır. Bayram günlerinde bile saraya gitmekten imtina etmiş, bir seferinde çamuru bahane ederek saray davetini reddetmiştir. Fatih Sultan Mehmed, onun saraya at sırtında girmesine dahi izin vererek samimi bir ilişki geliştirmiştir. Molla Gürani, padişaha sık sık nasihatlerde bulunmuş ve gerektiğinde onu eleştirmekten çekinmemiştir.
Ölümü
Molla Gürani, sekiz yıl boyunca şeyhülislamlık yaptıktan sonra rahatsızlanmıştır. Ölümünden önce borçlarının ödenmesini ve cenaze namazını II. Bayezid’in kıldırmasını vasiyet etmiştir. Ayrıca mezarına ayağından çekilerek konulmasını istemiş, ancak kimse bu vasiyeti yerine getirmeye cesaret edememiştir. 1488 yılında bir kış günü vefat eden Molla Gürani’nin cenazesi hasır üzerinde taşınarak defnedilmiştir. Mezarı, İstanbul Fındıkzade semtinde, Karamanî Piri Mehmed Paşa Camii’nin karşısındadır.
Eserleri
Molla Gürani’nin adı, İstanbul’un Fatih ilçesindeki Mollagürani semtine verilmiştir. Ayrıca, İstanbul’un Agios Theodoros adıyla bilinen bir kilisesini camiye çevirmiştir. Önemli yazılı eserleri arasında şunlar bulunur:
- Gâyet-ül-Emânî fî Tefsîr-i Seb’il-Mesânî
- El-Kevser-ül-Cârî alâ Riyâd-il-Buhârî (Sahih-i Buhârî şerhi)
- Şâtıbiyye Kasîdesi’nin Ca'berî şerhine dair bir hâşiye
- Keşf-ül-Esrâr an Kırâat-il-Eimmet-il-Ahyâr
- Şerh-i Cem’ul-Cevâmi (Fıkıh usulüne dair)
- Arûz ilmiyle ilgili bir kasîde